TÜRK TELEKOM’UN UYGULAMADIÄžI BÄ°R MAHKEME KARARI DAHA
Tarih: 2011-06-02
Türk Tekekom’a karşı 8 yıldır Hukuk Mücadelesi veren, hukuken kazanacaklarını kazanan Ama mahkeme kararlarını TÜRK TELEKOM bir türlü uygulatamayan Tuncay ÜLKER’in hukuk mücadelesini daha önce size aktarmıştık.
Bu defa da, benzer bir mücadele yürüten Sayın Mustafa S.’in uygulatamadığı mahkeme kararından bahsedeceÄŸiz.
Türk Telekom A.Åž. de sözleÅŸmeli personel statüsünde teknisyen yardımcısı olarak görev yapan Mustafa S. tahsil durumu itibariyle Teknisyen kadrosuna atanması için Türk Telekom’a baÅŸvurur. Türk Telekomun bunu 5.5.2004 ve TTÅž.04.06.20/43-135902 sayılı yazıyla reddeder. Bunun üzerine Mustafa S. bu iÅŸlemin, hukuka aykırı olduÄŸu ileri sürülerek iptali istemi ile dava açar.
Ankara 2. Ä°dare Mahkemesi 02.03.2006 günlü E:2004/2231, K:2009/407 sayılı kararında, Mustafa S.’i haksız bulur. Mustafa S. bu kararın bozulması talebiyle Danıştay’a baÅŸvurur. Danıştay BeÅŸinci Dairesi 10.3.2009 günlü, E: 2006/7556, K:2009/1163 sayılı kararı ile Ankara 2. Ä°dare Mahkemesinin kararını bozar. Danıştay’ın bu kararı üzerine konuyu yeniden görüÅŸen Ankara 2. Ä°dare Mahkemesi 03.03.2011 tarih 2011/365 Esas, 2011/306 sayılı kararında; dava konusu iÅŸlemin iptaline, yoksun kalınan parasal hakların davacıya ödenmesine karar verir.
Mustafa S. Mahkeme Kararının uygulanması için 19.04.2011 tarihinde bir dilekçe ile Türk Telekom’a baÅŸvurur.
Türk Telekom, dilekçeye cevap mahiyetindeki 18.05.2011 tarih ve 2715 sayılı yazısında;
“…. 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olan personelin bir üst unvana atanması o unvanda hizmetine ihtiyaç bulunması gerektiÄŸi gibi, o unvana ait boÅŸ bir kadro ve pozisyonun olması ile mümkün olacağından, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak çalışan bir personelin iptal edilmiÅŸ kadro ve pozisyonlarda yer alan bir üst veya baÅŸka unvana atanmasının yapılamayacağı hususunun kanunların öngördüÄŸü bir gerçek olduÄŸu” belirtilerek,
“Åžirketimizde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi boÅŸ pozisyon olmadığı gibi, Åžirketimizden ayrılmış olmalarının gerçeÄŸi ile birlikte çalışan personelimizin dahi Teknisyen olarak atanma taleplerinin Åžirketimiz genel ihtiyaçları doÄŸrultusunda yapılacak tebliÄŸler çerçevesinde deÄŸerlendirildiÄŸinden, mahkeme kararının uygulanması talepleri hakkında herhangi bir iÅŸlem yapılamamıştır.” denilir.
Ayrıca; “ Mahkeme kararında “…yoksun kalınan parasal hakların davacıya ödenmesine…”ifadesi yer almış ise de önceki içtihatlar doÄŸrultusunda Danıştay incelemesi neticesinde kararın bu açıdan bozulacağı düÅŸünüldüÄŸünden parasal haklar Danıştay temyiz incelemesi sonucuna göre Åžirketimizce ödenecektir.” Denilerek , teknisyen yardımcılığı ile Teknisyen ücreti arasındaki farkların ödenmesi de, Danıştay kararının sonrasına ertelenir.
Ä°nsanlar, neden dava açarlar? Tabii ki maÄŸduriyetlerinin giderilmesi, yoksun kalınan haklarının iadesi için. Dava kazanılmasına raÄŸmen, maÄŸduriyet giderilmiyorsa, ortada hukuka aykırı bir durum vardır.
Kadronun olup olmaması bir mazeret deÄŸildir. Aslolan, davayı kazanan Mustafa S.’in TeknisyenliÄŸe atanmasıdır. En azından, Mustafa S.’in de görüÅŸü alınarak, O’nun Basın Yayın Enformasyon Genel MüdürlüÄŸüne atanırken düzenlenen atama kararındaki görev unvanının “Teknisyen”, MaaÅŸ Nakil Ä°lmühaberinin de ilgili yasaya göre güncellenen Teknisyen Ücreti olarak düzeltilmesi gerekirdi.
Türk Telekom Yetkililerine Åžunu Hatırlatalım; “Yargı kararlarını uygulamayarak etkisiz kılma fiilinin, ilgililer açısından eski TCK'nin 228. maddesindeki keyfi muamele, 230. maddesindeki görevi ihmal ve 240. maddesindeki görevi kötüye kullanma suçlarından birini oluÅŸturduÄŸu hem Danıştay hem Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilegelmiÅŸtir. Bu nitelendirmeden hareketle Danıştay 1. Dairesi, yargı kararlarını uygulamayan ve 4483 sayılı Yasa uyarınca idari izin güvencesi bulunan kamu görevlileri hakkında cezai soruÅŸturma açılması gerektiÄŸini belirtmekte, Yargıtay'ın görevli 4. Ceza Dairesi de bu yönde mahkumiyet kararları vermektedir. Ayrıca bu tür suçların oluÅŸması için, ilgilinin kin, garez, husumet gibi güdülerle hareket edip etmediÄŸine bakılmamakta, salt kararın uygulanmamış olması suçların tekemmülü (oluÅŸması) için yeterli görülmektedir.”*
* Ä°DARÄ° YARGI KARARLARININ UYGULANMASI SORUNLARI ve 2577 SAYILI YASANIN 28/4. MADDESÄ°NÄ°N Ä°STÄ°SNA HALÄ° Oktay AYDIN /HAKÄ°M
|