Gerçek Demokrasilerle, Sözde Demokrasileri ayıran temel faktörlerden birisi Sivil Toplum’un gücüdür.
Gerçek Demokrasilerde;
Sivil Toplum güçlüdür.
Ä°nsanlar çok sayıda Sivil Toplum Örgütüne üye olurlar. (ÖrneÄŸin 9 Milyon’luk Ä°sveçte Sivil Toplum Örgütlerinin üye sayısı 80 milyona ulaÅŸmaktadır.)
Sivil Toplum KuruluÅŸlarının üyeleri , üye oldukları Sivil Toplum KuruluÅŸlarının etkinliklerine katılırlar. Aidatlarını düzenli öderler.
Parlamento bir konuda karar alırken, o alanda faaliyet gösteren Sivil Toplum KuruluÅŸlarının görüÅŸlerini mutlaka alır. Komisyonlarda Sivil Toplum KuruluÅŸları görev yapar.
Tüm Sivil toplum örgütlerine ödenen aidatlar ve bağışlar vergi matrahından düÅŸülür.
Herkes sesini sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla duyurur.
Kısacası Sivil Toplum KuruluÅŸları siyaseti, dolayısıyla ülkeyi yönetirler
Sözde Demokrasilerde;
Sivil Toplum ya yoktur, ya da çok zayıftır.
Demokrasi 4-5 yılda bir sandığa gidip oy kullanmak olarak algılanır.
Ä°nsanlar Sivil Toplum Örgütlerine üye olmaz. Üye olanlar aidatlarını ödemez.
YurttaÅŸ olma bilincine sahip olmayan insanlar, sivil toplumdan kaçarken çeÅŸitli bahanelerin arkasına sığınır. (Aidat yüksek… Üye olmanın ne faydası var ki? Bunlarda çok sert muhalefet yapıyorlar/ bunların hiç tepkisi yok… Yönetimdekileri sevmiyorum/yönetimdeki X’ı sevmiyorum/ Yönetimde … olsa olurdum/ . Bu saatten sonra…) Bazıları da, hiçbir Sivil Toplum KuruluÅŸuna üye olmamakla öÄŸünürler, övündükleri ÅŸeyin aslında yurttaÅŸ olmamak olduÄŸunun farkında olmadan. Ama sivil toplum örgütlerinin imkansızlıklarını gözetmeden en ağır eleÅŸtiriyi de onlar yaparlar.
Borsada onbinler kaybedenler, günde iki paket sigara içenler, sevgilisine her hafta orkide alanlar, yerim belli olsun diye büro kiralayanlar, her hafta loto-iddia oynayanlar aidatın yüksek olduÄŸu gerekçesi ile (Aidat kaç lira olursa olsun, bunlar için yüksektir) bir sivil toplum örgütüne üye olmazlar.
Sivil Toplum KuruluÅŸlarına üye olanların küçümsenmeyecek bir bölümü aidatını ödemez, senede bir kez bile o Sivil Toplum KuruluÅŸuna uÄŸramaz, telefonla aramaz, yönetime seçtiklerine destek vermez, katkıda bulunmaz , öneride bulunmaz ve etkinliklere katılmazlar.. Ama eleÅŸtirmekten de geri kalmazlar. Yönetime seçilenler de yönetim içinden hevesli birkaç kiÅŸinin omuza tüm iÅŸi yıkarlar.
Kısacası sözde demokrasilerde 3-5000 üyeli bile olsa Sivil Toplum örgütlerinde filen çalışan 3-4 kiÅŸidir.
Sivil Toplum KuruluÅŸları birbirlerinin kopyası Tüzük’lerle yönetilirler. Kimse üye olurken TüzüÄŸü okumaz. Yöneticiler bile deÄŸiÅŸik bir konuyla karşılaÅŸtıklarında TüzüÄŸü okuma ihtiyacı hissederler.
Sivil Toplum Örgütü yöneticiliÄŸine soyunanlar da çoÄŸu kez iyi niyetli deÄŸildir. Bir kısmı Bürokraside veya Siyasette yükselmek için basamak yapmak ister. Malvarlığı ve kaynakları yüksek STK’da (Özellikle Sendika, Sandık ve Vakıf) bu malvarlıklarından nemalanmak için aday olanlar vardır. Ve bu tür adamlar yüzünden insanlar Sivil Toplum KuruluÅŸlarından soÄŸur. STK’üye ve destekçi sayısı azalır.
Böyle olunca da, Sivil toplum kuruluÅŸu diye sesi duyulanlar, ya SOROS’un fonladığı kuruluÅŸlardır, ya da Büyük Sermayenin temsilcilerinin kuruluÅŸları…
Tüm bu nedenlerle, iÅŸtigal konusu ne olursa olsun, iyi niyetle, topluma katkıda bulunmak amacıyla faaliyet gösteren , dışardan fonlanmayan, aidatlarla yaÅŸamaya çalışan her Sivil Toplum KuruluÅŸu ve onların fedakar yöneticileri takdire layıktır.
Biz bu nedenle her yıl bir Sivil Toplum KuruluÅŸunu yılın Sivil Toplum Örgütü olarak seçiyoruz. Geçen yıl Sektördeki Fiili Tekele karşı çıkan, bu konudaki kampanyaları düzenleyen TELKODER’i 2010 yılının sivil toplum kuruluÅŸu olarak belirlemiÅŸtik.
Bu yıl da, En İyiler listemizde iki Sivil toplum Kuruluşu var;
2011 YILININ SÄ°VÄ°L TOPLUM ÖRGÜTÜ: MOBBÄ°NG Ä°LE MÜCADELE DERNEĞİ
Mobbing, gerek Telekomünikasyon sektöründe çalışanlar için gerekse Türk Telekom’dan baÅŸka kamu kurumlarına geçenlerin en önemli sorunlarından birisi.
Mobbingle Mücadele DerneÄŸi 2011 yılında çok ciddi çalışmalara imza attı.
Mobbing kavramının kamuoyu tarafından öÄŸrenilmesi yolunda ciddi çalışmalar yaptı.
Dernek BaÅŸkanı Hüseyin GÜN’ün kaleme aldığı MOBBÄ°NG-ÇALIÅžMA ORTAMINDA PSÄ°KOLOJÄ°K TACÄ°Z(MOBBÄ°NG/BULLYÄ°NG) isimli kitap bu konuda yazılmış en yetkin kitaplardan birisi.
Bu nedenlerle “Mobbingle Mücadele DerneÄŸi” 2011 Yılının Sivil Toplum Örgütü olarak deÄŸerlendirilmiÅŸtir.
2011 YILININ TÜKETÄ°CÄ° ÖRGÜTÜ: TÜKETÄ°CÄ° HAKLARI DERNEĞİ
Ülkemizde, Tüketici Sorunlarına çözüm bulmaya çalışan, firmaların hatalarını ortaya koyan, tüketici haklarını korumak için çaba sarf eden onlarca Tüketici DerneÄŸi var. Bunlardan en eski ve köklülerinden birisi Tüketici Hakları DerneÄŸi. Tüketici Hakları DerneÄŸi “Fiili Tekele Son” kampanyasına destek vererek, Tüketicilerin Telekomünikasyon sektöründeki birinci sorununun “Fiili Tekel” olduÄŸunu kamuoyuna duyurdu.
|