MAHKEME KAPILARINDA / Tarih: 2011-09-20
MAHKEME KAPILARINDA.
Adaletin gecikmesi adaletsizliktir.W. S. LANDOR
Fazlı KÖKSAL*
“Adalet Mülkün Temelidir” sözünü mahkeme salonlarına asan ülkemizde, ne acıdır ki hukuk çok yavaÅŸ iÅŸliyor. Adalet gecikiyor. Davalar sonuçlandığı zaman da vicdanlar yeterince tatmin olmuyor.
Hukuk sistemimiz, “USUL” problemi ile boÄŸuÅŸuyor. Usul hukukundaki karmaÅŸa adaletin gecikmesine, hatta gerçekleÅŸmemesine neden oluyor. Bu eleÅŸtiriler toplumumuzda yıllardır tartışılır. Ama bir türlü çözüm bulunamaz. Sıradan bir vatandaÅŸ olarak; Hukuk sistemimize getirilen eleÅŸtirilerin doÄŸru olduÄŸunu idrak eder, ancak vahametini anlamazdım. Ne zaman ki “Mahkeme Kapılarına” düÅŸtüm, aksaklıkları gördüm, durumun vahametini kavradım.
Ä°lk kez 2001 yılında “Mahkeme Kapısına” düÅŸtüm. Ve 10 yıldır “Mahkeme Kapılarında”yım. Bazen davacı, bazen de davalı olarak.
1) Asliye Ceza ve Ağır Ceza’da yargılanmamın öyküsü ve Adli Para Cezasına Mahkum ediliÅŸim.
2000 Yılında DENETDE (Devlet Denetim Elemanları DerneÄŸi) Genel baÅŸkanı idim. Bir yaz akÅŸamı, Dernekte önemli bir Kamu Bankası Genel Müdürü’nün konuk olduÄŸu televizyon programını seyrediyorduk. Genel Müdür, Batık Kredilerden kaynaklanan “Görev Zararı” olmadığını iddia edince; program yöneticisine muhatap bir faks mesajı yazıp, O bankanın kamuoyuna intikal etmiÅŸ batık kredilerini sıraladık. Ayrıca, O banka ile ilgili bazı yolsuzluk iddialarını da ilave ederek bunları sormasını program yöneticisinden talep ettik. Televizyon programında, ilettiÄŸimiz sorular sorulmadı. Ancak, program yöneticisi çektiÄŸimiz faksı Genel Müdüre iletmiÅŸ. Birkaç ay sonra Bankanın, Cumhuriyet Savcılığına benim ve Dernek Genel Sekreteri Atılay ERGÜVEN hakkında iki ayrı suç duyurusunda bulunduÄŸunu öÄŸrendik.  “Dernekler Kanununa muhalefet” ve “Banka Sırlarını Ä°fÅŸa” ile suçlanıyorduk.  Bu olay, kamuoyunda yankı buldu. Muhalefet partilerinin milletvekilleri destek ziyaretlerine geldiler. Ankara Barosu, bizleri savunmak için avukat görevlendirdi. Dernekler ile ilgili suçlara bakan Savcı bizi gayet iyi karşıladı, bir Denetim DerneÄŸinin yolsuzluklarla mücadele etmesinin asli görevi olduÄŸunu, bir suç iÅŸlemediÄŸimizi söyledi. Biz de en azından suçlamanın “Dernekler Kanununa Muhalefet” bölümünden kurtulduÄŸumuza inanarak “YaÅŸasın Adalet” dedik. Bu arada Türk Telekom’da Pazarlama Dairesi BaÅŸkanlığına atandım. BaÅŸmüfettiÅŸlikten ayrıldığım için, 2000 Yılı sonlarında DENETDE Genel BaÅŸkanlığından istifa ettim. Dernekten bu olayla ilgili bir para cezası çıktığını belirttiler. Ödedim.
03.Nisan.2001 Günü, “Bankalar Kanununa Muhalefet”ten Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandık (1). Mahkeme, Bankalar Kanununa muhalefet suçlarının “Ağır Ceza” mahkemesinin görev alanına girdiÄŸini belirterek, görevsizlik kararı verdi. Mahkemeden çıkarken ÅŸaÅŸkınlık içindeydik, kamuoyuna mal olmuÅŸ, gazetelerde yer almış haberleri sorduk diye “Banka Sırlarını Ä°fÅŸa” ile suçlanarak Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanacaktık. Üstelik sorduÄŸumuz sorular muhatabına yöneltilmemiÅŸti. Banka personeli olmayan, hatta O bankada mevduatı olmayan bizler nasıl bir Bankanın sırrına vakıf olabilir ve onu ifÅŸa edebilirdik?
Ağır Ceza Mahkemesinde Hâkimin karşısında ayaÄŸa kalkınca kendimi çok aciz hissettim. Çok yüksek bir kürsüden, bize yüksekten bakan bir yargıç karşısında, ÅŸaÅŸkınlık içindeydim. AyaÄŸa kalktığımda, gayri ihtiyari ellerimi arkadan birbirine baÄŸlamışım. MübaÅŸirin, “ellerini indir” diyerek ellerime sopa (cetvel mi idi?) ile vurması, ÅŸaÅŸkınlığımı daha da artırdı. Ä°çimde fırtınalar esiyordu. Adalet sistemini ciddi olarak orada sorgulamaya baÅŸladım. 13.Eylül.2001 günü gerçekleÅŸen  O duruÅŸmada beraat ettik. (2)
Bu iÅŸ böylece kapandı sanıyordum. 2003 yılında adli sicil kaydımı almam gerekti. Adli sicil kaydımda, “Dernekler kanununa muhalefetten adli para cezasına mahkum edildiÄŸim” yazıyordu. Tekrar ÅŸok… Ve hukukta “USUL”ün önemini ilk kavrayış…MeÄŸer, bir “USUL” hatası yapmışız. Savcılığın bir yazısına zamanında cevap vermemiÅŸiz. Bu nedenle “adli para cezasına” mahkum edilmiÅŸiz.
2) GönderdiÄŸim bir elektronik posta nedeniyle 5 yıldır süren yargılama.  
Ä°nternet hayatımıza girdiÄŸinden beri, modalar, alışkanlıklar ve çılgınlıklar ile tanıştırıyor bizleri… Åžimdi Facebook ve twitter modası var…Ä°nsanlar zamanının büyük bölümünü sosyal aÄŸlarda geçiriyorlar. Ä°lk zamanlar, yalnızca gazete okumakta, bazı siteleri takip etmekte, Ä°ngilizcemiz varsa bazı bilgilere ulaÅŸmakta kullanıyorduk. 2004-2008 yıllarında, hazırladığım PPS sunumları, yazdığım yazıları, baÅŸkalarının yazdığı güzel yazıları e-posta yoluyla dağıtmakta kullanıyordum interneti çoÄŸunlukla… Cem Boyner’in ÅŸirketinin personeline eÄŸitimin önemini anlatmak amacıyla gönderdiÄŸi bir Fıkra’yı (3) da, 2006’nın baÅŸlarında bazı arkadaÅŸlar ile Türk Telekom yöneticilerine gönderdim… Aradan birkaç ay geçti izindeyim… Kayseri’de…Telefonum çaldı, bir mühendis arkadaÅŸ, “BaÅŸkanım  Türk Telekom yöneticisi  ….. sizin hakkınızda Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuÅŸ, savcılık e-postanın sizin mail adresinizden, sizin bilgisayarınızdan çıkıp çıkmadığını soruyor. Biz mecburen doÄŸruyu bildireceÄŸiz, ancak siz ÅŸöyle, ÅŸöyle ifade verirseniz e-postayı sizinle iliÅŸkilendiremezler.” Dedi. Yaptığımın suç olmadığını, doÄŸruyu söyleyeceÄŸimi, daha sonra inkar edeceÄŸim hiçbir iÅŸi yapmadığımı ifade ederek, kendisine TeÅŸekkür ettim.
Ankara’ya döndükten birkaç ay sonra Savcılıktan davet geldi. Ä°fadem alınacaktı. C. Savcısı  bir süre ayakta beklettikten sonra “otur” dedi. “Bu maili niye attın” diye ilave etti. Ben “Ne maili” deyince, “ne maili olduÄŸunu biliyorsun. ….. ‘a bir mail atarak hakaret etmiÅŸsin.” Ben hakaret etmediÄŸimi, bunun internette dolaÅŸan bir fıkra olduÄŸunu ifade etmek isterken, “ÅŸimdi senin ifadeni almayayım, git özür dile, dilekçesini çeksin iÅŸ kapansın” diyerek sözümü kesti. Ben de, bir suçum olmadığını özür dilememin mümkün olmadığını belirterek ifade vermek istediÄŸimi söyledim. “Sen bilirsin, memuriyetten atılmak mı istiyorsun?” dedikten sonra ilave etti: “EmekliliÄŸin gelmiÅŸtir gerçi” . Daha sonra çok kısa bir ifademi aldı.
C.Savcılığı daha sonra iddianame düzenleyerek, Asliye Ceza Mahkemesinde Hakaret davası açtı. Mahkeme, mailde suç unsuru olup olmadığını tespit için bilirkiÅŸi tayin etmedi. Mail gönderdiÄŸim diÄŸer kiÅŸilerin tanık olarak dinlenmesi talebimi mahkeme dikkate almadı ve 3. celsede kararını verdi . Dört ay mahkûmiyetime ve mahkûmiyetin para cezasına çevrilmesine… 4300 TL civarında para cezasına mahkûm oldum.
Kararı temyiz ettik. Esasa yönelik itirazlarımızı deÄŸerlendirmeyen Yargıtay “USUL”e iliÅŸkin itirazlarımızı yerinde görerek kararı bozdu, Yargılamam Asliye Ceza’da sürüyor, ilk duruÅŸmam yapıldı ikinci duruÅŸma Kasım’da.
3) Türk Telekom Aleyhine Açtığım Davalar…
Türk Telekom’dan ayrıldıktan sonra, Türk Telekom’a iki dava açtım.
Birincisi Ä°ÅŸ Mahkemesinde Kıdem Tazminatı davası. Tabii Türk Telekom aleyhine açılan tüm Kıdem Tazminatı davaları gibi sonu hüsranla bitti…
Ä°kinci Davayı da, Türk Telekom SaÄŸlık Yardım Sandığı birikiminden payıma düÅŸen miktarın iadesini saÄŸlamak amacıyla Türk Telekom SaÄŸlık Yardım Sandığı ve Türk Telekom Genel MüdürlüÄŸü aleyhine Ä°dare Mahkemesine açtım. Kaybetme ihtimalinin çok yüksek olduÄŸunu biliyordum. Ama yine de denedim. Yine “USUL”… Ä°dare Mahkemesi görevsizlik kararı vererek dosyayı Ä°ÅŸ Mahkemesine sevketti… Ä°ÅŸ Mahkemesi de talebi reddetti…
Sonuçta, Türk Telekom avukatlarına 4100 TL vekalet ücreti ödedim…
Ama bir kazancım oldu, bazı belgelere mahkeme aracılığı ile ulaştım.
4) Türk Telekom’un Telekomcular DerneÄŸi Aleyhine Açtığı Dava
 Telekomcular DerneÄŸi adına hazırladığım ve  21.09.2010 tarihinde  yayınlanan “Türk Telekom’un ÖzelleÅŸtirilmesi- Bir Talan’ın Hikayesi” konulu rapor, (4) kamuoyunda oldukça ses getirmiÅŸ, raporda belirtilen konular, çeÅŸitli milletvekillerince  TBMM Gündemine taşımışlar,  bazı köÅŸe yazarları raporumuzdan alıntı yapmışlardı.
Bu raporun  ses getirmesinden ve derneÄŸimizin web sitesinin yayın politikasından  rahatsız olan  Türk Telekom, 29.11.2010 tarihinde mahkemeye baÅŸvurarak , “Türk Telekom’un ÖzelleÅŸtirilmesi- Bir Talan’ın Hikayesi” baÅŸlıklı raporun yayınına ve dağıtımına ihtiyati tedbir koydurmuÅŸ ve derneÄŸimiz aleyhine 50.000 TL tazminat davası açmıştı.
Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi, 19.07.2011 tarih 2011/185 Sayılı Kararında, Türk Telekom’un talebini reddetti. Haklılığımızı tescil etti.
Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi söz konusu kararında;
“…. Davaya konu raporda, ülkemizin en büyük firmalarından olan davacı ÅŸirketin özelleÅŸtirmesinin ne getirip, ne götürdüÄŸünün , topluma yönelik taahhütlerinin yerine getirilip getirilmediÄŸinin sorgulandığı ve ifade özgürlüÄŸü kapsamında kamuoyu ile paylaşıldığı, çeÅŸitli eleÅŸtirilerin yapıldığı, konu ile ilgili görüÅŸlerin bildirildiÄŸi, deÄŸerlendirmelerin eleÅŸtirisel bir yaklaşım olduÄŸu, raporda ele alınan konuların güncel ve kamuoyunun ilgisini çekecek nitelikte olduÄŸu, eleÅŸtiri ve yorumların veriliÅŸ biçiminde bir aşırılık olmadığı, ülkemizin en büyük firmalarından olan Türk Telekom’un özelleÅŸtirilmesi ve sonrasındaki geliÅŸmelerin topluma duyurulmasında, kamuoyunun bilgilendirilmesinde ve kamuoyu oluÅŸturulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı yararına hukuka uygunluÄŸun gerçekleÅŸtiÄŸi, davalının kiÅŸilik haklarına saldırıda bulunulmadığı anlaşıldığından davanın reddine” karar verildiÄŸi belirtilmiÅŸtir.
Türk Telekom’un bu giriÅŸimi nedeniyle, her ne kadar Raporu 8 ay süreyle yayından kaldırmış olsak da, sonuç itibariyle kazanmış olmamız, hem de Türk Telekom gibi hukuki ve maddi imkanları sınırsız bir kuruma karşı bu kazanım mutluluk vericidir.
Türk Telekom bu kararı büyük ihtimalle temyiz edecektir.
5- Türk Telekom ile ilgili olarak kiÅŸi ve kurumlarca açılan davalar.
1994 Yılından bu yana, Muhalefet Partilerince Türk Telekom’la ilgili yasaların iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine açılan davaların, ÇeÅŸitli Kurumlarca Türk Telekom tarifelerinin iptali için Danıştay’a açılan davaların, 2005’ten bu yana Ä°mtiyaz SözleÅŸmesinin iptali için çeÅŸitli kiÅŸi ve kurumlarca açılan Danıştay’a açılan davaların kararlarını inceledim. ÇoÄŸunun safahatını yakından takip ettim.
Rekabet Kurulu’nun ve BTK’nın (Eski Telekomünikasyon Kurumu) Türk Telekom hakkında özelleÅŸtirmeden önce ve sonra aldığı kararları karşılaÅŸtırarak inceledim.
ÇoÄŸu kez, kararlarda, hukukun mu, yoksa gücün mü esas alındığını anlayamadım.
Ve 2006’dan itibaren arkadaÅŸlarımızın açtığı davaların (Kıdem Tazminatı, Unvan Yükselmesi, Ä°hbar tazminatı, SYS, Ücret Dondurulmasına itiraz, 1. Tiplerin DPB Bildirilme talepleri, Nakil Ücretinin tespiti, Asli sürekli personel, Ä°ÅŸe Ä°ade, Türk Telekom’da kullanılan Unvanların iadesi, SYV üyelik, Denge Tazminat vb.) gidiÅŸatını takip ettim, yüzlerce karar okudum. Ä°nceledim, karşılaÅŸtırdım..
Kısacası, son on yılımın küçümsenemeyecek bir bölümünü Türk Hukuk sistemi üzerine kafa yorarak geçirdim.
SONUÇ;
Tüm bu deneyimler bana gösterdi ki;
Yasalar hazırlanırken gerekli özen gösterilmemektedir, çoÄŸu zaman kanun koyucunun niyeti yasalara eksik yansımakta bu da uygulamada sorunlara yol açmaktadır.
Türk hukukunda hakkını almak için büyük ölçüde sabır ve meÅŸakkat gerektirmektedir. Ama sabreden, tüm hukuk yollarını deneyenler haklarını sonunda alabilmektedir. (5)
Adalet mekanizması Abdurrahim Karakoç’un “Hakim BeÄŸ” (6) ÅŸiirini doÄŸrular ölçüde yavaÅŸ çalışmaktadır.
ÇoÄŸu zaman, genel öngörü ile yargı sonuçları çeliÅŸmekte, mahkeme kararları ile kamuoyu vicdanı zaman zaman çatışmaktadır.
BilirkiÅŸi müessesi ıslaha muhtaçtır. “Adliye bu gün, bilirkiÅŸi müessesesi dolayısıyla bir buhran, bunalım içindedir; bir kriz geçirmektedir.”(7)
Zamanaşımı ve zamanaşımının uygulanması/algılanması  konusunda ciddi problemler vardır.
USUL çoÄŸu zaman ESAS’ın önüne geçmektedir.
USUL HUKUKU ÅŸekle, ayrıntıya boÄŸulmuÅŸtur. Çok önemsiz usulü hatalar yönünden davalar kaybedilmekte, haklar zayi olmaktadır.
“Görevsizlik Kararı” sonucunda karşı tarafın vekalet ücreti ödenmesi adaletsizliktir.
Mahkeme kararının adil olmadığını düÅŸünen yurttaÅŸ; Bir Yargıtay BaÅŸkanımızın söylediÄŸi “Hakim, vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışmıştır” sözüne, “Yasalar örümcek ağına benzer, küçük sinekler örümcek ağına yakalanır. EÅŸek arıları da deler geçer” tanımlamasına itibar etmekte hukuk sistemine güveni sarsılmaktadır.
Kısacası; Türk Hukuk Sistemi aksamaktadır. Türk Hukuk Sisteminde acil reforma ihtiyaç vardır.
Müslüman olduklarını iddia edenlerin, Hz.Muhammet’in “Bir günlük adaletin, 60 yıllık ibadetten hayırlıdır.” Hadis-i Åžerifinin önemini idrak ettikleri, yasaların toplumun ihtiyacına göre hazırlandığı,  insanların “Ben yargıda hakkımı en kısa sürede alırım” inancında oldukları, hızlı ve adil bir  hukuk sisteminin tesis edildiÄŸi bir Türkiye özlemiyle…
5- Bu konuda çok ilginç bir örnek var: Bir kentimizde aynı unvan ve durumdaki 13 Türk Telekom personeli 2005 yılında, 2000-2005 yılları arasında ücretlerinin eksik ödendiÄŸi iddiasıyla Ä°dare Mahkemesinde bir dava açarlar. Ä°dare Mahkemesinde davayı kaybederler. Danıştay da Ä°dare Mahkemesinin kararını onaylar. Bu 13 kiÅŸiden 6’sı Karar düzeltme istemi ile Danıştay’a baÅŸvururlar. Karar düzeltmede karar lehlerine çıkar. Konu tekrar Ä°dare Mahkemesine gelir. Ä°dare Mahkemesi bu kez, arkadaÅŸlarımızın lehine karar verir. Türk Telekom bir arkadaşımıza faiziyle beraber 26.000 TL öder.  
6) HAKÄ°M BEÄž
Gene tehir etme üç ay öteye,/Bu dava dedemden kaldı hâkim beÄŸ. /Otuz yıl da babam düÅŸtü ardına; /Siz saÄŸ olun, o da öldü hâkim beÄŸ.
Kırk yıl önce; yani babam ölünce, /Kadılıklar hâkimliÄŸe dönünce,/Mirasçılar tarla, takım bölünce, /Ä°rezillik beni buldu hâkim beÄŸ.
Yaşım yetmiÅŸ iki, usandım gel-git;/Bini buldu burda yediÄŸim zılgıt. /EÄŸer diyeceksen: 'bana ne, öl git!' /OÄŸlumun bir oÄŸlu oldu hâkim beÄŸ.
Sekiz evlek tarla, bir geverlik su, /Yüz yılda höküme baÄŸlanmaz mı bu? /Kazanmasam da hu, kazansam da hu! /Canım ta burnuma geldi hâkim beÄŸ.
KeÅŸife-meÅŸife, damgaya, harc'a /Kanımız kurudu harca da, harca.. /Sayenizde avukatlar yıllarca,/Fakiri yoldu da yoldu hâkim beÄŸ.
MübaÅŸir itekler, kâtip zavırlar; /DeÄŸiÅŸti bizde de göya devirler./Yüz yıl önce adam yiyen gâvurlar,/ Tapucuyu aya saldı hâkim beÄŸ.
Kabahat sizde mi, kanunlarda mı?/Åžaşırdım billâhi yolu yordamı.. /Kızma sözlerime alam kadanı, / Sıkıntıdan içim doldu hâkim beÄŸ.
Mülkün temeliydi adalet hani?.../ Bizim hak temelde saklı mı yani? /Çıkartıp ta versen kim olur mâni?/ Yoksa hırsızlar mı çaldı hâkim beÄŸ?!
Hem davacı piÅŸman, hem de davalı../Bu yolda tükettik çulu, çuvalı. /Sabret makamından çalma kavalı,/ Sürüler ekine daldı hâkim beÄŸ.
 7- Prof.Dr.Tahir ÇAÄžA, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, V, s.123:
 
 
Bu Makale 8156 defa okunmuþtur.
POSTA TEŞKİLATI 1852’DE ÖZE
YÖNETMEK
REKLAM KAVGASI
OKYANUSYA
İHANETİ GÖRDÜM
OSMANLI´DA İLK GREV TELGRAFHAN
ÖZGECAN’LAR ÖLMESİN… MÜ
ÅžEHÄ°RLERARASINDAKÄ° Ä°LK Ä°ÅžÃ
AKLIMIZ KUYUYA MI DÜŞTÜ?
POSTA MEMURLUÄžUNDAN SADRAZAMLIÄ
DESTANIN ADI ÇANAKKALE
Hacked By VyOfValor & DoÄŸu589
İLK TÜRKÇE TELGRAFIN 156. YIL
MAHKEME KAPILARINDA
ÖZELLEÅžTÄ°RMELERDEN SONRA CARÄ
YASALAR-ARAÅžTIRMACILAR.
ZAMANA YENÄ°LMEK
MANASTIRLI HAMDÄ°’YÄ° UNUT
CRM Ä°LE HÄ°ZMET KALÄ°TESÄ°NÄ° A
TELEPATÄ°’YE EMPATÄ°
MAKALELERİN TAMAMINI GÖRÜNTÜLE
 
  Copyright © 2006-2011 Telekomcular Dernegi
Web sitesinde yer alan yazi,resim ve materyaller izinsiz kullanilamaz,kopyalanamaz!