Deprecated: mysql_connect(): The mysql extension is deprecated and will be removed in the future: use mysqli or PDO instead in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/ayarlar.php on line 7

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/ayarlar.php on line 24

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/makaledetayi.php on line 21

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/makaledetayi.php on line 24

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/makaledetayi.php on line 27
OKYANUSYA | Telekomcular DerneÄŸi
 
OKYANUSYA / Tarih: 2013-01-04

Fazlı KÖKSAL

Yüzlerce roman okudum. Bazılarını, hiç elimden bırakmadan zevkle, bazılarını sıkılarak. Bazı romanları da defalarca elime almama raÄŸmen,  sonuna kadar okumayı beceremedim. Çok etkilendiÄŸim bazı romanları ise defalarca okudum. Her okuyuÅŸumda ayrı bir lezzet alarak... Tolstoy’un “SavaÅŸ ve Barış”, Peyami Safa’nın “Yalnızız”, Kemal Tahir’in “Devlet Ana”, Tarık BuÄŸra’nın “Küçük AÄŸa”,  Knut Hamsun’ın “Dünya Nimeti”, Atsız’ın “Ruh Adam” , Cengiz DaÄŸcı’nın “Korkunç Yıllar”, Dostyovoski’nin “Suç ve Ceza”, Hemingway’ın “Çanlar Kimin Ä°çin Çalıyor, OÄŸuz Atay’ın “Tutunamayanlar”, Cengiz Aytmatov’un “Toprak Ana” ve George Orwell’in “1984” ilk aklıma gelenler…

Bunlar içerisinde beni en fazla etkileyenlerin başında George Orwell’in “1984” ü gelir. 1984’ü ilk kez 1970’li yıllarda  okudum.   Okudum ve ÅŸok oldum… Kitap bitti ertesi gün yeniden okumaya baÅŸladım. Sonuçta aynı etki; “teknolojideki geliÅŸme hayatı bu kadar çekilmez hale getirebilir mi?” sorusuna cevap verememenin endiÅŸesi… Daha sonra da defalarca okudum 1984’ü…

Son zamanlarda, telefon dinlemeleri, insanların izlenmesi, kameralar, kasetler vb. gündemden hiç düÅŸmeyince yeniden okudum 1984’ü…

George Orwell, 1949 yılında kaleme aldığı “1984”de; yaÅŸam alanlarının her köÅŸesinde yerleÅŸtirilmiÅŸ kameralar bulunan, insanların her hareketinin, sarfettiÄŸi her sözün resmî makamlarca izlenip, arÅŸivlendiÄŸi bir ülkeyi anlatır. “Büyük Birader”in yönetimindeki bu ülkenin adı “Okyanusya”dır.  

Okyanusya’nın en güçlü örgütü “DüÅŸünce Polisi”dir. Büyük biradere karşı hiçbir eylemin yapılmadığı, hiçbir düÅŸüncenin ifade edilemediÄŸi ülkede, DüÅŸünce Polisi bütün yurttaÅŸların hayatı yakından denetlemekte, kafasında ÅŸüpheli düÅŸünceler geçenler  belirlenerek, yok edilmektedir. Yok edilen insanların geçmiÅŸleri de devlet arÅŸivlerinden silinmekte, bunlar artık yaÅŸamamış kabul edilmektedir.

“Goldsteincı”lar rejimin düÅŸmanıdır. Büyük Birader’e göre Goldsteincılar, ülkedeki her  kötülükten sorumludur. Rejimin en önemli hedefi “Goldsteincılığın kesin ve tümden yok edilmesidir”... Ama gerçekten böyle bir örgüt var mıdır? O’nu kimse bilmez…

Winston Smith, DoÄŸruluk Bakanlığı’nda (Bazı tercümelerde Gerçek Bakanlığı) çalışan bir memurdur. Görevi ,özel bir borudan, ona gelen notları eski verilerin ve bilgilerin yerine yazmaktır. Bir baÅŸka ifadeyle  tarihi deÄŸiÅŸtirmekle görevlidir. Ä°ÅŸinden memnun, iÅŸini iyi yapan biridir. Ama bir gün,  antika eÅŸyalar satan bir dükkandan, bir defter ve mürekkepli kalem almasıyla herÅŸey deÄŸiÅŸir. Bu defteri günlük yapmaya karar verir. Tele Ekran’dan görülmeyecek ÅŸekilde saklandıktan sonra günlüÄŸünü yazmaya baÅŸlar ve yazdıkça düÅŸünmeye baÅŸlar. "Büyük Birader" diye biri olmadığını, devleti yönetenlerin tarihle oynadıklarını, insanların kandırıldığını yazar hatıra defterine. Artık o düÅŸüncelerini yazmaya, kendi kendine de olsa söylemeye cesaret edebilen bir düÅŸünce suçlusudur. Bu düÅŸüncelerini doÄŸrulayacak kanıt, kendisine inanacak insanlar aramaya baÅŸlar.

"DoÄŸruluk Bakanlığı"nda çalışan "Anti-Sex" adlı örgütün üyesi olan Julia ve devletin önemli adamlarından olan O'Brien'in da kendisiyle aynı düÅŸünceleri paylaÅŸtıkları kanaatine varır. Onlarla iliÅŸkilerini güçlendirir. Julia ile birlikte "DüÅŸünce Polisi”nin olmadığını sandıkları gizli yerlerde buluÅŸurlar, sohbet ederler ve  seviÅŸirler.  Bu buluÅŸmalarında hatırladıkları geçmiÅŸlerini  paylaşır, paylaÅŸtıkça da mutlu olurlar.  

Amirleri durumundaki O'Brien, onları iÅŸ görüÅŸmesi yapmak üzere evine davet eder.  O'Brien, Winston ve Julia'ya yemin ettirerek bir kaç gün içinde onlara bir kitap ulaÅŸtıracağını bu kitabı okuduklarında merak ettikleri ÅŸeylerin cevabına ulaÅŸacaklarını söyler.

Winston kendindeki bu deÄŸiÅŸimi, iÅŸ arkadaÅŸları ve komÅŸularından saklamak, kitabı okumak ve Julia ile daha rahat birlikte olabilmek için, günlüÄŸünü aldığı dükkanın üst katını kiralar. Burası, Büyük Birader'in çalışanlarına verdiÄŸi dairelerden çok farklıdır. Eski tarzda döÅŸenmiÅŸtir ve odada "Tele Ekran" yoktur! Julia, bu gizli mekana elinde gerçek çikolata, gerçek ekmek ve sadece sokak kadınlarının kullandığı adi bir kaç makyaj malzemesi ile gelir. Bunlar ikisinin de sadece adlarının duydukları ama gerçeklerini görmedikleri ÅŸeylerdir. Çünkü onların yaÅŸadığı zaman diliminde, herÅŸey yapaydır. Bu gizli kiralık odada kitabı okuyarak, devletin yapısını anlamaya baÅŸlarlar.

Kitaba göre; Televizyonun yapımı ve aynı aygıtın, hem alıcı hem verici olarak kullanılmasını saÄŸlayan teknik geliÅŸmeler, özel hayata son verdi. Her yurttaşın, sürekli bir resmi propaganda bombardımanı altında tutulabilmesi saÄŸlandı. Böylece tarihte ilk kez, tüm yurttaÅŸların devletin isteklerine boyun eÄŸmesi ve her konuda düÅŸünce birliÄŸinin oluÅŸması saÄŸlandı. Ä°ktidar, ancak karşıtların uzlaÅŸtırılması yoluyla sonsuza dek elde tutulabilir. EÄŸer eÅŸitsizlik sürdürülecekse -yani yüksek grup yerini koruyacaksa- zihinsel koÅŸullar, denetlenmelidir. Kimse yönetime onu bırakmak için geçmez. Ä°ktidar araç deÄŸil, amaçtır. Kimse devrime bekçilik etmek için diktatörlük kurmaz; devrim diktatörlüÄŸü kurmak için yapılır. Baskı kurmanın amacı, baskı kurmaktır. Ä°ÅŸkencenin amacı iÅŸkencedir. Ä°ktidarın amacı, iktidardır.

Julia ve Winston, dışardan gelen seslerle uyanırlar. DüÅŸünce polisi onları bulmuÅŸ, teslim olmalarını istemektedir. Teslim olmadan önce birbirlerinden asla vazgeçmeyeceklerine söz verirler ve düÅŸünce polisi içeri girer. DüÅŸünce polisi aslında, odayı kiraladıkları, günlüÄŸü satan antikacıdır! Ayrıca bulundukları odada da "tele ekran" olduÄŸunu ve her hareketlerinin izlendiÄŸini anlarlar.

Tutuklanınca, Sevgi bakanlığına götürülürler. Sevgi Bakanlığı hiç penceresi olmayan, yerin bilmem kaç kaç altına inen korkunç bir yapıdır. Orada Winston'a çeÅŸitli iÅŸkenceler yapılır böylece devlet hakkında düÅŸündüÄŸü ve okuduÄŸu tüm bilgileri bir tarafa bırakarak, devlete yani partiye koÅŸulsuz itaat etmesi saÄŸlanır. DüÅŸünceleri kontrol altına alınır. 

Beyin yıkama iÅŸlemi bitip Sevgi Bakanlığından ayrıldıktan sonra çok rahat koÅŸullar altında, hiç izlenmeden yaÅŸamaya baÅŸlar. Ve her geçen gün, Parti ve Büyük Birader'e olan baÄŸlılıkları artırarak yaÅŸamaya devam eder.

George Orwell'in 1984 isimli romanı Anti-ütopyaya örnek olarak gösterilen bir eserdir. 1949 yılında yayınlanan bu eserde George Orwell, yaÅŸadığı dönemden 39 yıl sonrasını tahayyül etmiÅŸ ve nasıl bir dünyada, ne ÅŸekilde yaÅŸanacağına dâir fikirlerini bir öngörü olarak eserine yansıtmıştır. romana yazıldığı zaman açısından baktığımızda bu romanı bir kehanet kitabı olarak da deÄŸerlendirmemiz mümkün. 50-60 yıllık yanılmayla da olsa tahminleri doÄŸru çıkmaya aday bir kehanet kitabı..

1984 yılında benzer olayları yaÅŸamadık, duymadık…  Ancak, bugün romandaki olaylar çok yabancımız deÄŸil. Dinlenen telefonlar, izlenen insanlar, kontrol edilen e-postalar, herkesi fiÅŸleyen sosyal aÄŸlar, en mahrem anları kayda alınan siyasetçiler…

Romanı yeniden okuyup bitirince; Okyanusya’nın, Büyük Birader’in, Goldsteincılar’ın, DoÄŸruluk Bakanlığı’nın, Sevgi Bakanlığı’nın, DüÅŸünce Polisi’nin, Antikacı’nın yerine somut isimler koyarak, günümüze adapte ettiÄŸimde, bir kez daha dehÅŸete kapıldım.  

Romandaki “DüÅŸünce Polisi”nin insanları kontrol için kullandığı gözetleme mekanizması, kitabın yazıldığı yıllarda hayal ürünü olmaktan öteye gitmese de, günümüzün teknolojik imkanları, Orwell’in tasavvur edebildiklerinin de çok çok ötesinde… Büyük Birader’in düÅŸünce yapısındaki insanların , “1984”de öngörülen yapıdan çok daha vahim bir devlet yapısı oluÅŸturabileceklerini düÅŸündüm. Ä°rkildim.

SaÄŸlıklı bir demokrasinin; gerçek hukuk devletinin; özerk ve milli bir iletiÅŸim-telekomünikasyon yapısının; kuvvetler ayrılığının; herhangi bir güç tarafından kontrol edilmeyen medyanın; insanın özeline ait dokunulmaz, kontrol edilemez, tecavüzden muaf alanların önemini bir kez daha kavradım… 

Bugün ÅŸu soruyu sormamız gereken noktadayız diye düÅŸünüyorum: Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devleti mi olacaktır? Yoksa her hareketin planlandığı, kontrol edildiÄŸi, gözetlendiÄŸi, Orwell’in “1984”te tasvir ettiÄŸi “Büyük Birader”in totaliter devleti “Okyanusya” mı?

 

http://www.ortakses.com/okyanusya-171yy.htm

 

http://fazlikoksal.blogspot.com

twitter: @fzlkksl

koksal.fazli@gmail.com

 

Bu Makale 4421 defa okunmuþtur.
POSTA TEŞKİLATI 1852’DE ÖZE
YÖNETMEK
REKLAM KAVGASI
OKYANUSYA
İHANETİ GÖRDÜM
OSMANLI´DA İLK GREV TELGRAFHAN
ÖZGECAN’LAR ÖLMESİN… MÜ
ÅžEHÄ°RLERARASINDAKÄ° Ä°LK Ä°ÅžÃ
AKLIMIZ KUYUYA MI DÜŞTÜ?
POSTA MEMURLUÄžUNDAN SADRAZAMLIÄ
DESTANIN ADI ÇANAKKALE
EMO 2016 RAPORU
İLK TÜRKÇE TELGRAFIN 156. YIL
MAHKEME KAPILARINDA
ÖZELLEÅžTÄ°RMELERDEN SONRA CARÄ
YASALAR-ARAÅžTIRMACILAR.
ZAMANA YENÄ°LMEK
MANASTIRLI HAMDÄ°’YÄ° UNUT
CRM Ä°LE HÄ°ZMET KALÄ°TESÄ°NÄ° A
TELEPATÄ°’YE EMPATÄ°
MAKALELERİN TAMAMINI GÖRÜNTÜLE
 
  Copyright © 2006-2011 Telekomcular Dernegi
Web sitesinde yer alan yazi,resim ve materyaller izinsiz kullanilamaz,kopyalanamaz!