Deprecated: mysql_connect(): The mysql extension is deprecated and will be removed in the future: use mysqli or PDO instead in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/ayarlar.php on line 7

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/ayarlar.php on line 24

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/makaledetayi.php on line 21

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/makaledetayi.php on line 24

Deprecated: mysql_escape_string(): This function is deprecated; use mysql_real_escape_string() instead. in /home/umitseno/telekomculardernegi.org.tr/makaledetayi.php on line 27
TÜRK TELEKOMUN ÖZELLEŞTİRİLMESİ VE GERÇEKLER | Telekomcular Derneği
 
TÜRK TELEKOMUN ÖZELLEŞTİRİLMESİ VE GERÇEKLER / Tarih: 2011-10-03
TÜRK TELEKOMUN ÖZELLEÅžTÄ°RÄ°LMESÄ° VE GERÇEKLER


 

Tahsin KAYA.*


 

Sizlere geçen yıllarda yapılan bir özelleÅŸtirmenin dile getirilmeyen gerçeklerini ve zorla unutturulan yönlerini anlatmaya çalışacağım. Uluslararası sermaye güçlerinin ülkemiz üzerindeki oyunlarını, IMF ve Dünya Bankası denen karanlık ÅŸer kuvvetin amaçlarını ve var oluÅŸundan bu güne kadar tarihin hiçbir dönemde Anadolu da TÜRK varlığını kabul etmeyen Avrupa BirliÄŸinin ve onun hizmetine kendini memur etmiÅŸ siyaset bezirgânlarının gerçek yüzlerini tanıtmaya çalışacağım.


 

Anlatacağım konunun zamanımızla ne ilgisi var diye bir soru aklınıza gelebilir. DoÄŸrudur. Zamanımızla pek ilgisi kalmadı. Olan oldu. Satılan satıldı. Åžimdi baÅŸka satışlara hazırlanılmakta ülkemiz. Zamanımızla ilgisi ÅŸu; gelecekte yapılacak satışlarında meÅŸrulaÅŸtırılacak olması.


 

Türk Telekom: Bu yolun ilk ama asla son olmayacak önemli bir mihenk taşıydı. Yapılan düzenlemeler, pazarlamalar, verilen mücadeleler, bu yolun Türk Milletine, Türk Vatanına, Türk ekonomisine maliyeti ve bu yolun Kimlerin tezgâhında ÅŸekillendiÄŸi hususlarında sizleri bilgilendirmeye çalışacağım. Bunların bilinmesi gerekir ki yarın; satanları da, satılanları da çok iyi tanıyabilelim.


 

Öncelikle; bu kurumun geçmiÅŸinden baÅŸlayıp bu güne kadar geçen serüvenini kaynaklarıyla birlikte bir inceleyelim.


 

TÜRK TELEKOM A.Åž’ nin TARÄ°HÄ° GELİŞİMÄ° ve KURULUÅžU:


 

18. yüzyılın son yarısında, Posta Tatarları ve Posta Ulakları adı verilen dağıtıcı ve taşıyıcılarla yürütülmekte olan haberleÅŸme iÅŸlemleri, çağın gereklerine uygun olarak ilk defa 1840 yılında Posta Nezareti adı ile teÅŸkilatlandırılmıştır. Ülke genelinde sadece posta hizmetleri vermekte olan idare, 1871 yılına Edirne – Åžumnu arasına tesis edilen Telgraf hattı ile telgraf hizmetlerini de bünyesine dâhil ederek bu günkü Telekomünikasyon sektörünün de baÅŸlangıcını meydana getirmiÅŸtir.


 

Temmuz 1891 yılında Ä°stanbul, SoÄŸuk ÇeÅŸme ve yeni camii arasına tek telli telefon hattı tesis edilmiÅŸ ise de kurum, 23 Mayıs 1909 tarihinde, Ä°stanbul Büyük Postaneye tesis edilen 50 hatlık manuel ( elle idare edilen ) santralın hizmete verilmesi sonucu, telefon hizmetlerine de fiilen baÅŸlanılmıştır.


 

1911 yılında ( 6 Mayıs ) Ä°stanbul ve çevresinin telefon imtiyazı Herbert Lows Webb ‘in kurmuÅŸ olduÄŸu “ Ä°stanbul Telefon A.Åž.” adlı ÅŸirkete verilmiÅŸ I Dünya savaşının patlak vermesi nedeniyle hükümet, 1915 ‘de ( 14 Mart ) ÅŸirkete el koyarak 23 AÄŸustos 1919 tarihine kadar denetim ve hizmeti elinde bulundurup ayni tarihte ÅŸirketi eski sahiplerine iade etmiÅŸtir.


 

Muhaberattaki öneme binaen 1919 yılı sonlarına doÄŸru bu kez Ä°zmir ve yöresine ait telefon hizmetlerinin iÅŸletim ve tesis hakkı ( imtiyazı ) bir baÅŸka Fransız firmasına devredilerek bu ÅŸehrimizde de telefon alt yapı iÅŸlemlerine baÅŸlanılmıştır.


 

Ä°stiklal harbini baÅŸarıyla tamamlayan Türk milleti ve onun kurmuÅŸ olduÄŸu genç Cumhuriyet Hükümeti, Telekomünikasyon hizmetlerinin stratejik anlam ve öneminin idraki içerisinde olarak, 21.02.1924 tarihinde 406 sayılı Telgraf-Telefon kanununu yürürlüÄŸe koyarak kurumun hukuki yapısını o günkü ÅŸartlarda tamamlamıştır.


 

Hükümet bu kanun gereÄŸi olarak, 9 Nisan 1936 tarihinde Ä°stanbul ve 24 Ocak 1938 tarihinde de Ä°zmir telefon ÅŸirketlerini, ÅŸirketlerin yapmış oldukları tüm masraf ve yatırım bedellerini ödeyerek, hizmetin devlet eliyle yürütülmesi gerekliliÄŸine karar vermiÅŸ ve adı geçen ÅŸirketlerin elinden bu konudaki tüm yetkileri alarak Hizmetin devletleÅŸtirilmesini saÄŸlamıştır.


 

HUKUKÄ° STATÜSÜ:


 

Türk Telekom, 233 Sayılı KHK ‘de saklı tutulan hususlar dışında, özel hukuk hükümlerine tabii, sorumluluÄŸu ve sermayesi sınırlı tüzel bir kiÅŸiliktir. Buna göre Türk Telekom ;”Sermayesinin tamamı Devlete ait olan, tekel niteliÄŸindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüÄŸü Kamu hizmeti dolayısıyla ürettiÄŸi mal ve hizmetler üzerinde imtiyazı bulunan bir Kamu Ä°ktisadi KuruluÅŸudur.”


 

YürüttüÄŸü hizmetlere iliÅŸkin kanun, 406 sayılı Telgraf –Telefon kanunu olup, 1924 yılında yürürlüÄŸe girmiÅŸtir. Anayasamızın 22. Ä°lgili kanunun 1. Maddesine göre Türk Telekom: Tüm Telekomünikasyon hizmetlerini Devlet adına Tekel olarak yürütmekle görevli ve yetkilidir.


 

Türk Telekom A.Åž. Gerek Ulusal ve gerekse Uluslar arası Hukuk Hükümlerine tabii olduÄŸundan yapacağı özel hukuk sözleÅŸmeleri yönünden baÄŸlı olduÄŸu özel hukuk hükümleri (Medeni Kanun-Borçlar Kanunu-Türk Ticaret Kanunu v.s.) dışında, doÄŸrudan doÄŸruya baÄŸlı ve ilgili olduÄŸu hukuki statü gereÄŸi pek çok Kanun, KHK, Tüzük ve Yönetmeliklerle, bu günkü hukuki statüye kavuÅŸturulmuÅŸtur.


 

ÖZELLEÅžTÄ°RME SÜRECÄ°:


 

DeÄŸiÅŸen dünya düzeninin bir gereÄŸi olarak 1980’li yıllarda Ä°ngiltere de baÅŸlayan Kamu Kurumlarına ait mal ve hizmetlerin özel sektörlere devredilme çalışmaları, ayni yıllarda ülkemizde yer alan sermaye güçleri ile batılı sermaye kuruluÅŸlarının; ülkemizde var olan ekonomik deÄŸerlerin satın alınması planlamalarını gündemlerinin birinci sırasına taşımıştır. Bu ekonomik olduÄŸu kadar, ayni zamanda siyasi ve politik bir karardır.


 

1944 yılında kurulan ve kalkınmakta olan ülkelere ( sözde ) destek vermek amacını taşıyan Uluslararası Para fonu ( IMF ) ve Dünya bankası: KuruluÅŸlarında belirlendiÄŸi gibi sermayelerinin büyük bir bölümünü oluÅŸturmakta olan ABD ve teknolojik geliÅŸimini saÄŸlamış Batılı ülkeler tarafından yönetilmektedir. Dolayısı ile bu ülkeler arasında oluÅŸan çıkar iliÅŸkileri de tamamen bu ülkelerin direktifleri doÄŸrultusunda yürütülmektedir. Her iki müessesenin merkezlerinin de Washington’ da olması ABD’ ye, alınan karar ve yapılacak yardımlarda belirgin bir üstünlük saÄŸlamaktadır. GeliÅŸmekte olan ülkelerin siyasi yelpazelerinde yer alan bazı politikacıların ihtiras ve çıkar iliÅŸkileri, karşılıklı rant alış veriÅŸleri, sermaye gurupları ile olan yakın iÅŸ birliktelikleri, zamanla bu iki müessesenin isteÄŸi doÄŸrultusunda devlete ait mal ve hizmetlerin yabancı sermaye guruplarının eline geçmesinin sebebi olarak görülmektedir.


 

BaÅŸlangıcında tamamen yabancı firmalarca kurulup belirli bir süre iÅŸletilen Türkiye’deki Telekomünikasyon hizmetlerinin, öncelikle; “Neden devletleÅŸtirildiÄŸi sorusunun cevabının aranması konuya olan yaklaşımı ortaya koyacaktır.


 

18 ve 19 yüzyıllarda tüm dünya ülkelerini saran savaÅŸ yılları, ülkelerin gerek savunma ve gerekse sosyal yapısı üzerinde muhaberatın ne kadar önemli olduÄŸunu, ”Muhaberesiz muharebenin” olamayacağı gerçeÄŸini ortaya koymakla kalmadı ayni zamanda bu hizmetin özelliÄŸi itibariyle stratejik bir anlam kazanmasına da vesile oldu.


 

Ülkemizde ise, istiklal harbinin baÅŸlangıcından sonucuna kadar PTT, gerek Kuva-yi Milliyenin gerek, Mustafa Kemalin ve gerekse Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri ile diÄŸer yararlı derneklerin savaşın seyri ve yapısı ile ilgili telgraflarını zamanında yerlerine ulaÅŸtırması son derece mühim bir hadise olarak görülmektedir. PTT nin bu baÅŸarısı Atatürk’ ünde takdir ve taltifine layık görülmüÅŸ ve tüm telgrafçılara ÅŸükranlarını bir vecizesi ile dile getirerek kurumun stratejik mevki ve önemine deÄŸinmiÅŸtir.


 

Bu hizmetlerin, genel olarak endüstriyel ve sosyal yapı, özellikle ulusal savunma, milli güvenlik ve kamu düzeni yönünden tekel niteliÄŸinde olması gerekliliÄŸi ona, stratejik bir anlam kazandırmış ve 406 sayılı yasayı müteakiben 1936 ve 1938 yıllarında çıkarılan yasalarla yabancı ÅŸirketlerin imtiyazında bulunan Telekomünikasyon hizmetleri devletin asli görevleri içerisine yer alınmıştır.


 

Anayasa mahkemesi de ÅŸirketin bu vasıflara sahip olduÄŸunu ÖzelleÅŸtirme nedeniyle yapılan kanuni düzenlemeleri 1994 / 45 sayılı kararı ile reddederek ÅŸirketin yukarıdaki özellikleri sebebiyle yabancılara satışına karşı çıkmıştır.


 

(Telekomünikasyon ve Elektrik gibi stratejik öneme sahip kamu hizmetlerinin yabancılaÅŸtırılması ülke savunması, güvenliÄŸi ve bağımsızlığı yönünden sakıncalıdır. )


 

NEDEN ÖZELLEÅžTÄ°RME:


 

Öncelikle ÅŸu noktanın çok iyi bilinmesi gerekir ki; gerek Türk Telekom’ un ve gerekse ülkemiz ekonomisine yön vermekte olan büyük KÄ°T’lerin özelleÅŸtirilme çalışmaları: Sosyal ihtiyaçlardan veya Ülke menfaatleri açısından yapılmamaktadır. Bu özelleÅŸtirmeler tamamen Dünya Bankası, IMF, Global sermaye birlikleri ve AB ‘nin müÅŸtereken hazırlamış oldukları senaryonun sadece birer parçası olup, iktidar olan ancak, muktedir olmayan hükümetlere ödettirdikleri, diyet borçlarıdır.


 

Dikkat edilirse özelleÅŸtirme çalışmaları devam eden, stratejik özelliye sahip KÄ°T’ lerin üzerindeki bu spekülasyonların baÅŸ mimarları, ülkemize Amerika’dan bir baÅŸka deyiÅŸle, Dünya Bankası ve IMF, AB ve diÄŸer global güç odakları içerisinde görev yapmış insanların, bir ÅŸekilde getirtilerek hükümetlerde aktif görevler üslenmesi ile baÅŸlamıştır. Sırayla bu kiÅŸilerin kimlikleri incelendiÄŸinde;


 

Turgut ÖZAL: (BaÅŸbakan - CumhurbaÅŸkanı ) özelleÅŸtirme fikirlerinin ilk icracısı savunucusu ve sermaye lobilerinin ülkemizdeki ilk temsilcisi.


 

Tansu ÇÄ°LLER: ( BaÅŸbakan) geldiÄŸi yer Amerika. ÖzelleÅŸtirmenin önündeki tüm zorlukları yenmek maksadına yönelik 5 adet yasanın çıkarılmasını saÄŸlamış, ( RP-DYP Hükümetini kurabilmek ve özelleÅŸtirmenin önündeki engelleri kaldırabilmek için resmen ABD’den onay ve icazet almıştır.)


 

Kemal DERVÄ°Åž: ( Maliye Bakanı ). GeldiÄŸi yer IMF, Telekom'un stratejik bir kurum olmadığı iddiası ilk defa bu zat tarafından telaffuz edilerek satılması yönünde her türlü iÅŸlevi gerçekleÅŸtirmekle kalmamış ayni zamanda bu özelleÅŸtirmeye teknik yönden karşı çıktığı için zamanın UlaÅŸtırma Bakanı Enis ÖKSÜZ’ ün (MHP) görevinden alınmasını da saÄŸlayarak 15.10.2004 tarihinde alınan Bakanlar Kurulu kararına giden yolun açılmasını saÄŸlamıştır.


 

Ülkemizin idaresinde söz sahibi olmuÅŸ bu deÄŸerlerden en fazla Telekom'un özelleÅŸtirilmesini isteyen ise Kemal DERVÄ°Åž olmuÅŸ ve halen IMF de görevine devam etmektedir.


 

Türkiye, 18 Ocak 2002 tarihli niyet mektubu ile baÅŸlayan ve IMF’ in saÄŸladığı kredi karşılığı olarak 2002–2004 yılları arasında yeni Stand-by düzenlemesi kapsamında 4 adet niyet mektubu vermiÅŸ ve hemen hepsinde Türk Telekom, özel bir yer almıştır hatta mektupların içeriÄŸi tamamen bu kurumun satışına münhasıran hazırlanmıştır.


 

IMF ve Dünya Bankası Kimdir? Bu Kumpas nasıl iÅŸlemektedir.


 

1 Ocak 1961 ‘da kolumuzu, 5 Aralık 1999 ‘da bedenimizi ve nihayet 2004 yılında da ruhumuzu teslim ettiÄŸimiz IMF; ülkemiz ve milletimiz için sadece buhran ve kriz taşıyıcısı olmakla kalmamış ayni zamanda Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunun son zamanlarında “ iltizam” veya sonraki haliyle “ Duyunu Umumiye “ ÅŸeklindeki sömürü tezgâhında çalışmalarını ÅŸekillendirmiÅŸtir.


 

Bu gün bu çalışmalarına aynen devam ederek son olarak 22 Mayıs 2006 ‘da yeni kararlar almak üzere Cumhuriyet Hükümetine tehdidini devam ettiren IMF ile 1961’den 2004 yılı sonuna kadar 19 adet Stand -by anlaÅŸması imzaladık. Muhtelif tarihlerde verdiÄŸimiz iyi niyet mektuplarını da bu rakama ilave edersek, ülke ekonomisini biz yönetiyoruz iddiasında bulunmamızın tamamen hilaf-ı hakikat olduÄŸu gerçeÄŸini görürüz. Geçen süre içerisinde sadece 2 adet Cumhuriyet Hükümeti, bu kurumla anlaÅŸma yapmamış bunun üzerine ülkemizde ilk defa 54. Hükümet zamanında iç ve dış borçlarımız denge altına alınarak bütçe denkliÄŸi saÄŸlanmıştır. Amerikan FOX TV siyaset yorumcusu ve ayni zamanda ABD BaÅŸkanı Bill Clinton’un iktisadi danışmanı Dick Morris’in “ IMF Bought Turkey for us “ ( IMF bizim için Türkiye’yi satın aldı ) ifadesini, 2 Nisan 2002 tarihli TBMM oturumunda, Meclis BaÅŸkanı Mustafa Murat SÖKMENOÄžLU ÅŸiddetle kınadığını deklere etmiÅŸtir.


 

Eskilerin tabiri ile “ AteÅŸ yanmayan yerden duman çıkmaz “ atasözü bu ifadedeki espriyi anlatmakta olduÄŸundan kınamanın ülkeye bir ÅŸey kazandırmadığını da anlamakta zorlanmayız. ( Meclis tutanakları )


 

5.8.2002 tarihinde “ gregpalast.com” da açıklamalarda bulunan ünlü Ä°ngiliz gazetecisi Gregory Palast Bu kurumun iÅŸleyiÅŸini amaçlarını ve kirli yüzünü gizli IMF belgeleri ile açıklamıştır.


 

Açıklanan bilgilere göre IMF;


 

Gizli anlaÅŸmalarla kredi talebinde bulunan ve geliÅŸmekte olduÄŸu kabul edilen ülkelerin stratejik kurumlarını ne pahasına olursa olsun satışa zorlamak, liderlere her türlü baskıyı yapmak, ayaklanma çıkarmak ve bu yolla uluslar arası sermayenin zeminini hazırlamaktadır. ( Arjantin, Endonezya, Venezüella gibi ülkelerde IMF ‘nin baskıları sonucu ayaklanma çıkmıştır. )


 

Hali hazırda Latin Amerika, Afrika ve Asya’ nın bir kısım Ülkeleri ile üzülerek görmekteyiz ki ülkemizde maalesef ayni cendere içerisindedirler. 2001 yılında Venezuelle'de yapılan halk ayaklanmasının asli sebebi, gelen IMF heyetini, Devlet BaÅŸkanı Hugo Chavez’ ın yurdundan kovması ile baÅŸlamıştır. Bu konuda IMF yönetimi ; “BaÅŸkanı yönetimden uzaklaÅŸtırın geçiÅŸ hükümetine destek saÄŸlayalım“ diyerek bu ülkede Chavez’e karşı ayaklanma baÅŸlatmıştır.


 

IMF ‘ nin BaÅŸ ekonomisti ve 2001 yılı Ä°ktisat alanında Nobel ödüllü Prof. Josep Stglitz bütün bu ÅŸantaj ve baskıları sorguladığı için bir gecede IMF yönetimi tarafından görevden uzaklaÅŸtırılmıştır. Plast; Stglitz’le yaptığı mülakatta, Ekvator ve Arjantin’de en büyük kamu mallarının satışı ile ilgili olarak, IMF’in, özelleÅŸtirmeyi savunan veya iktidar olduÄŸunda bunları gerçekleÅŸtireceÄŸi vaadinde bulunan siyasi partilere komisyon verdiÄŸini ifade ederek, Arjantin’in en büyük Kamu Bankasını, Citi Banka, Ekvatorda tüm Petrol iÅŸletim ve arama haklarının British Petetroluim’a devrinin bu yolla yapıldığını belgelerle ortaya koymuÅŸtur. Stglitz yayınlamış olduÄŸu “ Globalızatıon and ıt’s discontens “ (Büyük hayal kırıklığı) adlı eserinde bütün bu olumsuzlukları birer, birer anlatırken bana göre en dikkat çekici ifadesi;


 

“Dünya Bankası ve IMF, artık fakir ülkelere kendi düÅŸüncelerini zorla empoze eden ve ellerindeki fonu ancak bu ÅŸartlar altında kullandıran birer kuruluÅŸ haline geldiler. Sıkıntılı ülkenin Maliye Bakanı o fonlara ulaÅŸmak için çoÄŸu zaman dinini bile deÄŸiÅŸtirmeye hazır olduÄŸundan ülkenin diÄŸer bazı kurum ve uzmanları hiç mutlu olmasa, hatta ÅŸiddetle karşı çıksa dahi ÅŸartlar kolaylıkla dikta ediliyor “ ifadesiyle bu kurumların düÅŸünce yapısını ortaya sermektedir.


 

Bütün bu anlatılanlar karşısında ülkemizde halen, IMF nin iyi ÅŸeyler yapmakta olduÄŸunu savunanlara programlarını 58 dünya ülkesinde uygulayıp hiçbir baÅŸarı elde edememiÅŸ olduÄŸunu hatırlatırken onlara karşı gelip kendi öz kaynaklarına, milletine ve ekonomistlerine inanarak bu kurumları ülkesinden kovan Malezya’nın baÅŸarıyı nasıl yakaladığını incelemeleri önerilir.


 

ÖZELLEÅžTÄ°RME GEREKÇELERÄ°:


 

Devletin sırtında yük olduÄŸu iddia edilen KÄ°T’ lerin yerli, (Daha fazla yabancı) özel sermayeye satılması ve devletin ekonomiden çekilmesi, küçültülmesi, siyasi iktidarların ekonomik paylaşımlardan uzaklaÅŸtırılması, yolsuzluÄŸun, iÅŸsizliÄŸin, iltimasın, verimsizliÄŸin ataletin ortadan kaldırılması baÅŸlıca gerekçeler olarak iddia edilmiÅŸtir ve halen iddia edilmektedir.


 

2005 tarihi ortalarına kadar Türkiye: Bu gerekçelerle, yüzden fazla kurumunu elden çıkarmış, devretmiÅŸtir.


 

Yapılan icraatlar sonucunda iÅŸsizlik, DÄ°E rakamlarına göre 1999–2002 arası 5,9 iken, 2002–2006 arası; 11,2 ‘ye 1999- 2000 yılı sonunda 11 milyar dolar olan cari açık; 2001 sonunda sıfırlanarak artıya geçmiÅŸ olmasına raÄŸmen, 2003- 2005 sonunda bu rakam tekrar 20 milyar dolara ulaÅŸmıştır. 2006 yılı sonunda rakamın 30 milyar doları bulacağı belirtilmektedir. Ä°ç borçlarda meydana gelen artış ise dolar bazında 2002 sonunda 47–87 milyar dolar arasında iken 2003 sonunda 130 milyar dolara, 2005 sonu itibariyle de 180 milyar doları bulmuÅŸtur. Dış borçlar ise Cumhuriyet tarihinin baÅŸlangıcından 2002 yılı sonuna kadar 115 milyar dolardan 2005 sonunda 165 milyar dolara yükselmiÅŸtir.


 

ÖzelleÅŸtirilen hemen hiçbir kurumda yeni yatırımlara gidilmediÄŸi gibi, mevcut iÅŸletmelerin kapasiteleri daraltılarak istihdamda azaltılma meydana getirildiÄŸi, özelleÅŸtirilen bankalarda yolsuzluk dosyalarının çığ gibi büyüdüÄŸü ve halkın üzerine milyarlarca dolar borçlar dağıtıldığı gerçektir. Ne hazin ki dün özelleÅŸtirilen bu bankaların çoÄŸu yine devletin eline döndürülmüÅŸtür.


 

Komik, ama gerçek ÅŸu ki bu bankalarında yeniden özelleÅŸtirilme çalışmaları devam ettirilmektedir.


 

13 Mayıs 2005 sonu itibariyle ÖzelleÅŸtirme Ä°daresi BaÅŸkanlığı Türkiye’de bu güne kadar 10 Milyar dolarlık özelleÅŸtirme yaptığını ifade etmiÅŸtir. Bu özelleÅŸtirmeler süresince ÖÄ°B, danışman ÅŸirketlerine, reklamlara, maaÅŸlara ise, ayni oranda yani 10 milyar dolar harcama yaptığını belirtmiÅŸtir. Dolaysı ile özelleÅŸtirilen onlarca kurumdan devletin cebine bir kuruÅŸ dahi girmediÄŸi gibi, adı geçen kurumlarında bedava birilerine peÅŸkeÅŸi saÄŸlanmıştır.


 

ÖzelleÅŸtirmenin amaç ve mantığı ile hiçbir iliÅŸkisi olmayan bu uygulamaların gelecekteki hedefleri ise Devletin, Güvenlik, EÄŸitim, SaÄŸlık gibi temel fonksiyonlarından da uzaklaÅŸtırılmasını saÄŸlamaktır. ( AKP Ä°ktidarı zamanında çıkarılan özel güvenlik yasası, yabancılara toprak satışı, bunun somut örnekleridir. )


 

En verimli toprakların, Turizm potansiyeli yüksek kıyı ÅŸeritlerinin, orman alanlarının yabancılara satılıyor olması dikkatlice takibi gereken bir husustur.


 

ABD nin ortaya koyduÄŸu Büyük Orta DoÄŸu Projesi, Ä°srail’ in Arz-ı Mevut ideali, ( Vaat edildiÄŸi iddia edilen topraklara hâkim olma ) Yunanistan ’ nın fır hattı- Ege kıta sahası Megola ideası, AB’ nin Büyük Ermenistan ve Bağımsız Kürdistan gibi dayatmaları da göz önüne alındığında vahametin boyutları açıkça görülmektedir.


 

Bütün bu oluÅŸumlara raÄŸmen siyasi düÅŸünce sahiplerinin ısrarla bunları görmek istememeleri ise, üzerinde düÅŸünülmesi gereken bir husus olmalı ve Ä°srail’in nasıl Devlet olduÄŸu gerçeÄŸi gözden kaçırılmamalıdır.


 

ÖZELLEÅžTÄ°RME Ä°LE Ä°LGÄ°LÄ° YASAL DÜZENLEMELER:


 

Türk Telekom'un özelleÅŸtirmesi ile ilgili ilk fikirler 1985 sonrası zamanın hükümet BaÅŸkanı (Turgut ÖZAL ) tarafından ortaya atılmış ve kamuoyunun tepkileri neticesinde konu zamana yayılarak, tepkilerin azaltılması ve neticesinde susturulması politikası tamamlanmıştır. Bu dönemde, 406 sayılı kanunun özelliÄŸinden dolayı, özelleÅŸtirmeye cevaz verecek durumda olmaması, yeni kanuni düzenlemelerin yapılması gerektiÄŸini ortaya koymuÅŸ, bunun ise siyasi otoritelerce, fevkalade zaman alacağı düÅŸünülerek konunun, Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ivme kazanacağı görüÅŸü benimsenmiÅŸtir. ÖzelleÅŸtirmeyle ilgili her yeni hükümet, aÅŸağıdaki kanuni düzenlemelerle kurumun satışı yönünde adım atmışlardır.


 

A- DYP- SHP Hükümeti döneminde;


 

509 sayılı KHK, 4000 Sayılı yasa, 4107 sayılı yasa.


 

B- RP- DYP Hükümeti döneminde;


 

4161 sayılı yasa.


 

C- DSP-MHP-ANAP Hükümeti döneminde;


 

4502 Sayılı yasa, 4673 Sayılı yasa, 5189 Sayılı yasa.


 

D-AKP Hükümeti döneminde 5189 Sayılı yasa ve 15.10.2004 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı gereÄŸi ÅŸirketin % 55 ‘lik bölümünün blok satışı ile ilgili karar.


 

Yapılmakta olan bu kanuni düzenlemeler her ne kadarda anayasa Mahkemesinin 1994 / 45 sayılı kararı ile daha önce reddedilmiÅŸ ise de, iktidarı elinde bulunduran siyasi otoriteler, ülkenin içerisinde bulunduÄŸu ekonomik sıkıntıları gündeme getirerek, gereken yardımların alınabilmesini temin en her zaman bu kurumun özeleÅŸtirilmesini ekonominin kurtuluÅŸ reçetesi olarak kamuya anlatma siyasetlerinden vazgeçmemiÅŸlerdir. Oysa Anayasa mahkemesi gerekçeli kararında ; “Kalkınmayı hızlandırmak için elbette dış borçlanma, yabancı sermaye, yabancı ortaklardan yararlanmak gerekir; ancak, özelleÅŸtirme yoluyla giderek yabancıların nüfuzuna yol açılması ülke bağımsızlığı yönünden kabul edilemez. Bu gerçek özelleÅŸtirme politikası uygulayan geliÅŸmiÅŸ kimi ülkeleri bile önlem almak zorunda bırakmıştır. Telekomünikasyon ve Elektrik gibi stratejik öneme sahip kamu hizmetlerinin yabancılaÅŸtırılması ülke savunması, güvenliÄŸi ve bağımsızlığı yönünden sakıncalıdır.” Ä°fadesi ile kurumun önemini açıklamıştır.


 

TÜRK TELEKOM A.Åž’ nin TEKNÄ°K VE FÄ°NANSAL DURUMU:


 

1995 yılı sonunda hazırlanan OECD ‘ye ait bir raporda:


 

1 - Telekom yeterli hizmet vermekten uzak, olduğu ve bekleyen talep sayısı fazlalığı;


 

2 - Türk Telekom'da personel sayısının oldukça fazla olduÄŸu. Bu nedenle de maliyetin görüÅŸme ücretlerine yansıtılmakta olduÄŸu dolaysı ile hizmetin pahalı alınmasına sebep teÅŸkil edilmekte olduÄŸu.


 

3 - ÇaÄŸdaÅŸ hizmetlerin geç verildiÄŸi veya hiç verilmediÄŸi ( GSM, Ä°nternet, ISDN gibi)


 

4- Verilen hizmetlerin stratejik olmadığı bu nedenle üzerinde bulunan devlet tekelinin kaldırılması gerekliliÄŸi;


 

Gibi çarpık ve son derece düzmece iddialar ortaya atıldı.


 

1995 yılı sonunda OEC: Bünyesinde bulunan 25 ülke üzerinde yapmış olduÄŸu “Ä°letiÅŸim deÄŸerlendirmesi”çalışmasının ürünü olarak ortaya attığı bu iddialar, hiçbir zaman gerçeÄŸi yansıtmadığı gibi, o tarihlerde özelleÅŸtirilmesi için var güçleri ile çalışmakta olan siyasi otoritelere, haklılıklarını kamuya lanse edebilmek için referans olmuÅŸtur. Bu iddialara inanmadıkları halde, kendi ikbal ve istikballeri için kerhen de olsa onay veren bazı bürokrat ve aydın kesim, kurumun özelleÅŸtirilmesinin Türkiye’nin önünü açacağı savı ile maalesef kurumun özelleÅŸtirilmesinde pay sahibi olmuÅŸlardır.


 

Oysa Türkiye’ deki Telekomünikasyon gerçeÄŸi hiçte iddia edildiÄŸi gibi bir seyir izlememiÅŸ, tam aksi, özellikle 1996 yılı sonunda 4000 sayılı kanunla PTT idaresinden ayrıştırılarak, bağımsız ve ayrı bir ÅŸirket haline sokulması neticesinde Telekom idaresi, atılım üzerine atılım gerçekleÅŸtirerek ülkenin her tarafını önce kurÅŸun, sonra bakır ve nihayet Fiber optik kablo ile döÅŸemekle kalmamış, ayni zamanda tamamen kendi öz kazancı ile uzaya uydular atarak bu günkü modern telekomünikasyon sektörünü Dünyanın 13. Büyük sabit telefon operatörü olmasını saÄŸlamıştır.


 

Dolaysı ile ÅŸurası artık kesindir ki; Bu özelleÅŸtirme Dünya Bankası ve IMF ‘nin yoksullaÅŸtırma ve bağımlı kılma operasyonundan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Ülkemize ise hiçbir ÅŸey kazandırmadığı gibi, pek çok ekonomik deÄŸerin ortadan kaldırılmasına da sebep olmuÅŸtur.


 

Yukarıdaki iddialara Türkiye perspektifinden bakıldığında ve örneklenen ülkeler baz alındığında:


 

A- Örneklenen ülkelerin hiç birisi Türkiye ‘nin yüz ölçümüne eÅŸit veya yakın olmadığı gibi nüfusun sosyolojik dağılım yüzdeleri de eÅŸit veya yakın deÄŸildir.


 

B- Bu ülkelerin hiç birisi Türkiye kadar geniÅŸ ve engebeli bir arazi yapısına sahip olmadığı gibi, kırsal alanda yer alan nüfus sayısı ve yerleÅŸim alanı, benzerlik arz etmemektedir.


 

C- Örneklenen ülkelerden hiç biri, Türkiye’de meydana getirilmekte olan suni terör belasına muhatap olmamışlar, bu nedenle güvenlik görevlisi alanında istihdama mecbur kalmamıştır.


 

Ülkelere göre Telekom sektöründe görev yapan personel sayısı kıyaslandığında


 

Almanya, Deutsche Telekom: 203 Bin 268, - Fransa, France Telekom: 174 Bin 262, - Ä°ngiltere, British Telekom: 138 Bin 800 - Ä°spanya, Ä°spanya Telefonica: 65 Bin 339 - Polonya, Polonya TPSA: 74 Bin 682, Türkiye, Türk Telekom: 56 bin 674 KiÅŸi. (2004) sonu itibariyle.


 

Ä°stihdam edilmektedir.


 

Dolaysı ile emsal gösterilen ülkelerde abone başına düÅŸen personel sayısı % 4 iken, bu rakam ülkemizde % 3,2 dir. Yani, personel sayısı emsal gösterilen ülkelere göre daha azdır.


 

Bir taraftan hizmet alanı büyürken buna baÄŸlı olarak da istihdamın geniÅŸleyeceÄŸi gerçeÄŸi Ä°ktisadi ve Sosyal bir olgu, olmasına raÄŸmen, Türk Telekom da 1995 yılı sonunda 76 bin 814 olan personel sayısının 2004 yılı sonuna kadar giderek azaltılmış olması bir ülke halkının yoksulluÄŸa nasıl itildiÄŸinin göstergesidir.


 

D- Sektörün stratejik olmadığı ve Devletin ana operatörde bulunmaması gerektiÄŸi tezi sadece kamufle edilen bir yalan olduÄŸu gibi, ayni zamanda ülkede yer alan, gerek siyaset mensuplarına ve gerekse aydın olduÄŸu bilinen düÅŸünce sahiplerine karşı yapılan, son derece alçaltıcı ve küçük düÅŸürücü bir hakarettir. Ne acıdır ki; kiÅŸisel egoları, ikbal ve istikballeri, siyasi rant beklentileri nedeniyle politikacılar; ceplerine girecek rantın hevesine kapılmış ilim adamları bürokratlar ve aydınlar; kendi ülkelerine ait öz sermaye için mücadele vermekten uzak kalmış, iÅŸ çevreleri ve büyük yatırımcı ÅŸirketler ise: bu özelleÅŸtirmeyi, içlerine sindirecek kadar vicdan, umursamayacak kadar vatan, göremeyecek kadar bağımsızlık zafiyetine düÅŸmüÅŸlerdir. Åžöyle ki;


 

GloballeÅŸmenin mimarı IMF ve Dünya Bankasının kurucusu ABD hükümeti, ülkesinde bulunan Voice Stream adlı telekom ÅŸirketine 24 Milyar dolar fiyatla talipli bulunan Alman Telekom ÅŸirketine, yaptığı bu teklifin, ahlaksız olduÄŸunu ifade ederek teklifi reddetmiÅŸtir. ABD yasalarına göre; Bu ülkede bulunan Telekom ÅŸirketlerinin yabancılara satılması yasaktır. Yasa ÅŸöyle demekte ; “ Hiçbir yabancı hükümete veya temsilcisine ABD ‘de telekom iÅŸletim ruhsatı verilemez.”


 

Bu gün ABD ‘ de faaliyet göstermekte olan ve tamamı yerli sermayenin tekelinde bulunan Telekomünikasyon ÅŸirketleri özellikle terör ve Milli savunmaya ait konuÅŸmaların dinlenmesi, ifÅŸası veya dinlendiÄŸi halde kamu güvenliÄŸi açısından ABD hükümet yetkililerine bildirilmemesi, açısından milyarlarca dolarlık tazminat talepleriyle mahkemelere sevk edilmiÅŸlerdir. ( Sabah Gazetesi )


 

2004 sonuna göre yabancı ülkelerin telekomünikasyon hizmetlerinde söz sahibi oldukları ülkelerin oransal deÄŸerleri,


 

Filipinler ve Kenya ‘da % 40, Hindistan-Kore- Meksika ve Polanya’da % 49, Kanada’da % 47 ve Malezya’da %30 oranındadır. Türkiye’de ise bu rakam % 55 ‘dir.


 

Fakir ve geliÅŸmekte olan ülkelere bu Kurumların mutlaka özelleÅŸtirilmesi gerekliliÄŸini dayatan IMF, Dünya Bankası, global sermaye güç birlikleri ve bu oluÅŸumların mimarı ABD, kendi ülkelerinde yapılacak olan bu özelleÅŸtirmeye neden karşı çıkarak yasasında gereken deÄŸiÅŸikliÄŸi yapma lüzumu hissetmemiÅŸtir.


 

Telekom hizmetleri stratejik deÄŸilse, bu sektöre söz sahibi olmuÅŸ ciddi ülkeler yabancı sermaye sahipliÄŸine neden sınırlama getirmek zorunluluÄŸunu hissetmiÅŸlerdir?


 

Hemen yan komÅŸumuz Yunan Telekom (OTE ) yine, ABD ( IMF ve Dünya Bankası) ve AB nin destek ve yardımları sayesinde Romanya, Gürcistan, Moldovya, Ermenistan, Ukrayna Telekom ÅŸirketlerini sadece ticari maksatla mı satın almıştır?


 

Telekom hizmetleri stratejik deÄŸilse MGK, Türk Telekom'un da komÅŸu ülkelerin Telekom Åžirketlerini satın alması yönünde neden ısrarlı bir teklifte bulunmuÅŸ ve Türk Telekom’un 2001 yılında Bulgaristan ve Arnavutluk’ta yapılan Telekom ihalelerine katılması yönünde fikir bildirmiÅŸtir.


 

Anayasa mahkemesi gerekçeli kararı ile kurumun stratejik önemini açıklamış olmasına raÄŸmen, siyasi iktidar özelleÅŸtirme kararında ısrarcı olarak % 55 lif bölümü haraç mezat satarak, Türkiye Cumhuriyetinin iletiÅŸim sektöründeki bağımsızlığına son vermiÅŸtir.


 

2004 YILI SONU Ä°TÄ°BARÄ°YLE TÜRK TELEKOM;


 

21 Milyon 500 Bin hat telefon santral kapasitesine sahip olup. 19. Bin 500 sabit abonesi mevcuttur. Yani Bekleyen olmadığı gibi boÅŸ kapasite bulunmaktadır. 35 Milyon Kilometre bakır, 100 Bin Kilometre fiber optik kabloya, 250 Bin TT Net abonesine 3 Bin Telekom bayisine, AVEA ‘nın ( GSM ) % 40 hissesine, 80 Bin ankesörlü telefona, Yüz binlerce Kiralık telefon kanalına, F/R, Turpak, ISDN / PRI, ISDN / BA, NMT müÅŸterisine ve 850 adet kurumsal iÅŸyerine sahiptir. Haziran 2004 sonu itibariyle % 100 sayısallaÅŸma saÄŸlamış yaklaşık 500 bin ADSL abonesi vardır.


 

Yukarıda izahına çalışıldığı gibi Türk Telekom’ un teknik analizleri yapıldığında özelleÅŸtirilmesi için iddia edilen hemen her türlü gerekçeler, tamamen uydurma ve safsatadan ibaret olup, gelen iktidarların kamuyu yanıltmak için ileri sürdükleri birer tezdir.


 

Türk Telekom'un Mali tabloları incelenip son beÅŸ yıla ait finansal performansı ölçüldüÄŸünde;


 

TL cinsinden;


 

2001 yılı sonunda net karı 1.046.850 Katrilyon TL


 

2002 “ “ 572.212 “


 

2003 “ 1.292.057 “ Cirosu 9,5 katrilyon (1,5 Milyar Dolar)


 

2004 “ 1.700.100 “ “ 9 katrilyon


 

2005 “ 2.816.000 “ “ 9.811 katrilyon


 

TL. Net kârla sahip olan bu kurum, Ülkemizdeki Kurumlar vergisinin % 53 ‘ünü ödeyerek son beÅŸ yılda ülkede en fazla vergi ödeyen kurumdur. SSK ‘ ya veya diÄŸer, gerek özel ve gerekse tüzel kiÅŸiliklere karşı hiç borcu bulunmayan kurumun ayrıca, her yıl hazineye toplam gelirinden belirli bir pay aktardığı, çalışanlarına Türkiye ortalamasının üzerinde ücret ödediÄŸi ve bu ücretin tamamını kendi öz kaynaklarından saÄŸladığı, yaptığı yatırımların tutarı olan bedellerin tamamını öz kaynaklarından karşılayarak dış veya iç kredi kullanmadığı görülmektedir.


 

Türk Telekom bu baÅŸarıyı, özelleÅŸtirmede ısrarcı bulunan iktidarların ve onların direktiflerini yerine getirmek için her türlü baskı politikalarını uygulamakla görevli “Hazine müsteÅŸarlığı, Rekabet Kurulu, Telekomünikasyon Kurumu gibi hükümet ortaklarına, Ä°hale yasasının, söktör’ ün özelliÄŸinden kaynaklanan mal veya hizmet alımlarını kısıtlamasına, 10 yıl boyunca personel üzerinde yoÄŸunlaÅŸtırılarak artırılan özelleÅŸtirme baskı politikalarının meydana getirdiÄŸi psikolojik gerginliklere, yatırımların kısıtlanarak sektörün geliÅŸmesine fırsat verilmemesine, GSM firmalarına tanınan olaÄŸan üstü haklara, (ara baÄŸlantıları- kapasite artırımı v.s ) medya kuruluÅŸlarının özelleÅŸtirme gününe kadar ayni konuları ısrarla gündemde tutarak Türk Telekom aleyhinde baskı oluÅŸturmalarına raÄŸmen Türk Telekom, sadece 56 Bin personeli ile bu baÅŸarıya imza atmıştır.


 

Bu baÅŸarıda, kundaktaki bebeÄŸini komÅŸusuna emanet ederek nöbetine koÅŸan operatörden, elindeki arızayı gideremedikten sonra evinin yolunu aramayan teknisyenine, tek başına ıssız daÄŸ baÅŸlarında yer alan Kartal Yuvası R/L istasyonlarında canı pahasına görevini yerine getirmeye çalışan muhafızından ( Teröre pek çok ÅŸehit verilmiÅŸtir ) keçilerin dahi çıkmakta cesaret edemeyeceÄŸi kayalıklara omuzladığı direÄŸi çıkarma erdemini gösteren iÅŸçisine ( MesleÄŸinin icrası uÄŸruna pek çok iÅŸ kazası sonunda hayatını kaybeden veya sakat kalan personel mevcuttur ), görevinin kutsiyetine inanarak gece yatağında dahi bir sonraki günün iÅŸ programını düÅŸünerek kendisine ve ailesine zaman ayıramayan mühendisinden, bu gün nerede hata yaptım diyerek kendini sorgulamaktan vazgeçmeyen memuruna, idarecisine kadar, tüm çalışanların alın teri göz nuru ve inanç emekleri vardır.


 

ÖZELLEÅžTÄ°RME Ä°LE Ä°LGÄ°LÄ° YAPILAN ÇALIÅžMALAR


 

Türk Telekom’un özelleÅŸtirme çalışmaları, hemen her hükümet döneminde büyük spekülasyonların meydana gelmesine sebep olmuÅŸtur. Kimine göre ülkenin kalkınması ve özerk bir yapıya kavuÅŸturulmasının önünde engel, kimine göre ülkenin kalkınması için gereken sermaye ve kimine göre de hizmet vermekte acze düÅŸmüÅŸ bir kurum olarak nitelendirilmiÅŸtir.


 

Oysa çağımızda iletiÅŸim, her türlü iÅŸlevin temelini teÅŸkil etmektedir. Üretimden bankacılığa, savunmadan toplumsal hayatın tüm aÅŸamalarına, elektronik haberleÅŸme alt yapısının üzerinden gerçekleÅŸtirilmektedir. Yani haberleÅŸmeyi kontrol edenin dünyayı da kontrol altına alabileceÄŸi kaçınılmazdır. Uluslar arası güç odaklarının Türk Telekom üzerindeki oyununun asıl âmâcıda budur. Bunun en açık göstergesi ise, Türk Telekom'un kıymet takdirini yapmak üzere seçilen danışman firmanın ünlü tefeci ailesi “Rothschild”lerin Ä°ngiltere ÅŸubesi olmasıdır. (Gerçekhayat.com. 13.05.2005 Tayfun Salcı )


 

Yukarıdaki bölümlerde Türk Telekom’un gerek teknik ve gerekse finansal analizleri yapılırken kısmen de olsa kurumun yapısal gerçekleri hakkında bizatihi kurum ve bağımsız devlet organları tarafından yapılan deÄŸerlendirmelerle ilgili bilgiler aktarılmaya çalışıldı. Burada önemli olan, gerçeklerin kamuoyuna yansıtılması yerine, gelecek tepkileri önlemek ve özelleÅŸtirmenin doÄŸru bir karar olacağı imajını, geliÅŸtirilen düzmece ve yalanlar üzerine tesis edilmiÅŸ stratejilerle kamuoyuna lanse edilmesidir.


 

ÖrneÄŸin 2005 yılında Türk Haber-Ä°ÅŸ tarafından hazırlanan bir çalışmanın ihale öncesinde gerek yazılı ve gerekse görsel basında yayınına her nedense fırsat tanınmamıştır.


 

Ä°hale öncesinde ve sonrasında gerek yazılı ve gerekse görsel basınımızda yer alan iddialar ve görüÅŸler incelendiÄŸinde muallâkta kalan ve bu güne kadar henüz cevaplanmayan soruların çokluÄŸu, satış iÅŸleminin iç yüzünü de ortaya koymaktadır. Yapılan özelleÅŸtirmede iyi niyet aramak temel düÅŸünce olmasına raÄŸmen yapılan uygulama ve geliÅŸmeler göstermiÅŸtir ki bu özelleÅŸtirme kamu menfaatlerini zedeleyen ve ayni zamanda ülkenin milli ekonomisine zarar veren bir çalışma olmuÅŸtur.


 

Bu satışı teknik ve mali yönleriyle analiz ettiÄŸimizde kanaatime göre aydınlatılmasında zaruret duyulan hususlar vardır.


 

Buna göre;


 

1- 2006 yılı içerisinde ihalesine karar verilen ( CDMA - WLL ) 3. Nesil mobil telefon sistemine ait frekans bandının bir kısmı, imtiyaz hakkı bedelsiz olarak neden ihaleden bir gece önce yani 30 Haziran 2005 tarihinde gece yarısı yapılan bir anlaÅŸma ile Türk Telekom’a yani alıcı firmaya intikali saÄŸlanmıştır.


 

Almanya ve İngiltere de yapılan ihalelerde bu bantlar milyarlarca dolar değerle satılmıştır.


 

2- Türk Telekom’un % 40 hazinenin % 60 hissesine sahip olduÄŸu AYCELL, Ä°talya BaÅŸbakanının ülkemize gelmesinden bir g&u
Bu Makale 35091 defa okunmuþtur.
POSTA TEŞKİLATI 1852’DE ÖZE
YÖNETMEK
REKLAM KAVGASI
OKYANUSYA
İHANETİ GÖRDÜM
OSMANLI´DA İLK GREV TELGRAFHAN
ÖZGECAN’LAR ÖLMESİN… MÜ
ÅžEHÄ°RLERARASINDAKÄ° Ä°LK Ä°ÅžÃ
AKLIMIZ KUYUYA MI DÜŞTÜ?
POSTA MEMURLUÄžUNDAN SADRAZAMLIÄ
DESTANIN ADI ÇANAKKALE
EMO 2016 RAPORU
İLK TÜRKÇE TELGRAFIN 156. YIL
MAHKEME KAPILARINDA
ÖZELLEÅžTÄ°RMELERDEN SONRA CARÄ
YASALAR-ARAÅžTIRMACILAR.
ZAMANA YENÄ°LMEK
MANASTIRLI HAMDÄ°’YÄ° UNUT
CRM Ä°LE HÄ°ZMET KALÄ°TESÄ°NÄ° A
TELEPATÄ°’YE EMPATÄ°
MAKALELERİN TAMAMINI GÖRÜNTÜLE
 
  Copyright © 2006-2011 Telekomcular Dernegi
Web sitesinde yer alan yazi,resim ve materyaller izinsiz kullanilamaz,kopyalanamaz!