Yıl 1919,

Aylardan Temmuz, mevsim Yaz.
Yer Ä°stanbul;
Merkez Posta Telgrafhanesi.
TelaÅŸla çalıştı telgraf makinesi,
Nöbette hazır, Manastırlı Hamdi; 
Öyküsü baÅŸladı iÅŸte o Yaz.
***
Gelen tel Erzurum’dan;
Anafartalar kahramanı,
Mustafa Kemal’den.
***
Yıldız’a gelen tel, varmalıydı yerine;
Teslimi gerekti Fuat PaÅŸa’nın eline,
Hamdi Bey ÅŸahsen iletti kendisine.
***
Bu görev ona ateÅŸten bir gömlek,
Çıkarmadı sırtından sonuna dek.
***
Ä°stanbul’dan önemli her istihbarat,
Hamdi’yle saÄŸlandı bu muhaberat.
***
Yıl 1920 aylardan Mart, onaltı,
Telgrafın maniplesi yine çalıştı.
Manastırlı Hamdi acı acı yazdı;
Ä°stanbul’un iÅŸgalini Ankara’ya yazdı.
***
O gün yakalandı ve iÅŸten kovuldu, 
Yollar tehlikeyle, düÅŸmanla doluydu,
Giderken Anadolu’ya, kaldı tutuklu;
Kurtuldu fakat çok tehlikeli oldu.
***
Mustafa Kemal’in de yardımıyla,
Sonunda vardı Anadolu’ya.
***
Telgrafçı Hamdi çok haber yazdı,
TaktiÄŸi yöntemi ÅŸifreli yazdı,
Ä°nönü Sakarya müjdeler yazdı. 
***
Ä°stiklal madalyan onurun senin, 
Ömür boyu süren ÅŸanın ÅŸerefin.
YüreÄŸinde Vatan, gözaldığın canın,
Sana yetmez Nutuk’taki adın;
Makamın olsun Şehitler kadar,
Rahat uyu sen MahÅŸer'e kadar.
Kabrin misk-i anber, nur ile dolsun,
Cennet'te komÅŸun Peygamber olsun. 
***
Ahmet Hamdi Martonaltı;
Soyadın, Atatürk’ten armaÄŸan,
Sana minnettar Türk Milleti.
Sen ey! Manastırlı Hamdi,
Sen ey! unutulmaz kahraman, 
Siz ! unutulmaz kahramanlar,
Ve siz! 
KurtuluÅŸ Savaşımızda telgrafçılar;
Size minnettar Anadolu.
Size ÅŸükran bu Vatan. 

(Åžahin KARADAÄž-06.03.2012)

Bu güzel ÅŸiiri nedeni ile arkadaşımız Sayın Åžahin KARADAÄž’a teÅŸekkürü bir borç biliriz…

TELGRAFÇI MANASTIRLI HAMDÄ° KÄ°MDÄ°R?

16 Mart 1920 günü, Ä°ngiliz zırhlısından çıkan silahlı Ä°ngiliz birlikleri Harbiye Bakanlığını bastı. Ä°ngiliz askerleri, Beyazıt'daki Åžehzadebaşı Direklerarası'nda bulunan Kafkas Tümeni'ne baÄŸlı birliÄŸin karagah ve mızıka erlerinin kaldığı koÄŸuÅŸu sabah 05.45'de bastı. KoÄŸuÅŸta uyuyan erlere ateÅŸ açarak 6'sının ölümüne ve 10'unun yaralanmasına sebep olan olayı Telgrafçı Hamdi Bey Ankara'ya Mustafa Kemal PaÅŸa'ya bildirdi. Zaman zaman ara vererek iÅŸgali naklen Ankara’ya ve Mustafa Kemal PaÅŸa’ya bildirmiÅŸtir. Hayatı pahasına büyük bir fedakarlıkla, telgrafhanenin de basılmasına kadar iÅŸgal ile ilgili edindiÄŸi her türlü ayrıntıyı bildirmeye çalışmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, Telgrafçı Hamdi Bey'in fedakarlığının önemini 1927 yılında okuduÄŸu Nutuk'ta anlatmış ve kendisini onurlandırmıştı.

Bu hamiyetli ve cesur Manastırlı Hamdi Efendi olmasaydı Ä°stanbul’da geçen bu acı olayları öÄŸrenmek için, kim bilir ne zamana kadar bekleyip duracaktık. Ä°stanbul’da bulunan nazır, milletvekili, komutan ve teÅŸkilatımız adamları içinden, bir kiÅŸinin çıkıp da, zamanında bize haber vermeyi düÅŸünememiÅŸ olduÄŸu anlaşılıyor. Demek ki hepsini heyecan ve çarpıntı kaplamıştı. Bir ucu Ankara’da bulunan telin Ä°stanbul’da bulunan ucuna yanaÅŸamayacak kadar ÅŸaÅŸkın bir duruma gelmiÅŸ oldukları yargısına varmak, bilmem ki doÄŸru olur mu? Telgraf memuru Hamdi Efendi sonradan Ankara’ya gelerek karargâhımız telgraf memurluÄŸu yapmıştır. Kendisine borçlu olduÄŸum teÅŸekkürü, burada açıkça söylemeyi millî ve vatan görevlerinden sayarım.

—Nutuk, Mustafa Kemal Atatürk

Ä°ÅŸgalden sonra, yer yer kiraz küfelerinin arasında devam eden tehlikeli bir yolculuktan sonra Ankara’ya ulaÅŸmayı baÅŸarmış ve Gazi’nin talimatı ile Ziraat Okulu’ndaki Heyet-i Temsiliye Karargâhı’na kendisi için kurulan telgrafhanede milli mücadeleye katılmıştır. Daha sonra Batı CephesiKomutanlığı’na atanan Ä°smet PaÅŸa’nın yanına, telgrafçı olarak atandı. Bu görevi sırasında I. ve II. Ä°nönü zaferlerini, top sesleri arasında, karargâhtan Ankara’ya ulaÅŸtıran, Manastırlı Hamdi Bey olmuÅŸtur.

Cumhuriyetin ilanından sonra, terfi ettirilerek, AkÅŸehir telgraf memurluÄŸuna atanmıştır. Orada iki yıl görev yaptıktan sonra, Ankara YeniÅŸehir Postanesi Müdürü olmuÅŸtur. Bu arada saÄŸlığının bozulması üzerine, bir süre tedavi gördükten sonra, kendi isteÄŸiyle Konya Ä°stasyonu’na birinci sınıf memur olarak atanmış ve bu görevdeyken de emekli olmuÅŸtur.

Soyadı kanunu çıktıktan sonra Gazi, Ä°stanbul’un iÅŸgali sırasında gösterdiÄŸi yararlılığın hatırasına Manastırlı Hamdi Bey’e, ‘Martonaltı’ soyadını vermiÅŸtir. Milli Mücadele’nin cesur telgrafçılardan, Ä°stiklal Madalyası ile onurlandırılmış Manastırlı Ahmet Hamdi Martonaltı 9 Aralık 1945 günü Konya’da vefat etmiÅŸtir. Mezarı Konya’dadır.